Translate

3 Nisan 2021 Cumartesi

Pandemi Marksizmin bunalımını derinleştirdi


Marksizmin 1970’li yıllarda Avrupa’da işçilerin ve emekçilerin sosyalizme yüz çevirmesiyle başlayan ve 1990’larda Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla doruğuna ulaşan bunalımı, pandemi süreciyle birlikte yeniden ağır bir ideolojik krize evrildi.

 

Hükumetlerin pandemiyle mücadeleyi “her ne pahasına olursa olsun üretim sürecek” diyerek, önce maske – mesafe – temizlik ve sonra aşı uygulamasıyla sınırlaması karşısında emeğin çıkarları doğrultusunda tutarlı bir politika üretemeyen sol partiler, sermayenin “ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir” politikasına teslim oldular.

 

İKİNCİ ENTERNASYONAL HORTLADI

 

Günümüzün sol partilerinin pandemi karşısındaki tutumları, sosyal demokrat partilerin Birinci Paylaşım Savaşı öncesinde savaş bütçelerine karşı tutumlarına çok benziyor.

 

Anımsanacağı gibi 1914 yılında Alman Parlamentosu’nda savaş bütçesi, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht dışındaki 108 sosyal demokrat vekilin oylarıyla kabul edilmişti. İkinci Enternasyonal partilerinin çoğunluğu Alman sosyal demokratlarını izleyerek, işçilere ve emekçilere “anayurt savunması” kisvesi altında ihanet ettiler.

 

Sol partiler nasıl 1914’te savaş bütçelerini onaylayarak sermayenin yanında saf tuttularsa, bugün de pandemiyle mücadelede işyerlerinin kapatılmasını savunmayarak, sermayenin “her ne pahasına olursa olsun üretim sürecek” politikasının yanında duruyorlar. 

 

1 NİSAN ŞAKASI GİBİ BİLDİRİ

 

Avrupa Komünist ve İşçi Partileri İnisiyatifi 1 Nisan 2021’de bir bildiri yayınladı. Bildiri gerçekten 1 Nisan şakası gibi.

 

Bir yanda “enfeksiyonların çoğu işyerlerinde meydana geliyor” deniyor, diğer yanda virüsün toplum içinde dolaşımının durdurulabilmesi için gerekli olan “tam kapanma” talep edilmiyor, işçiler ve emekçiler hükumetleri “tam kapanma” tedbirine zorlamak için mücadeleye davet edilmiyor.

 

Anımsanacağı gibi İnisiyatif 23 Ekim 2020 tarihinde yayınladığı bildirisinde de salgınla mücadelede işyerlerinin kapatılmasını değil, işyerlerinde işçileri koruyacak tedbirlerin alınmasını savunmuştu. Oysa işçileri virüsten korumanın tek yolu işyerinin kapatılmasıydı.

 

Bildiri sol gösterip, sağ vuruyordu: “Bütün düzeylerde sömürü devam ederken, eğitimin, haklar için mücadelenin, politik ve kültürel yaşamın pandemi adına kısıtlanması kabul edilemez”. Oysa İnisiyatif’in savunması gereken, işyerleri dışındaki kısıtlamalara karşı çıkmak değil, kısıtlamaların işyerlerini de kapsaması olmalıydı.

 

İKİNCİ ENTERNASYONALİN İHANETİ SOLUN YENİLENMESİYLE AŞILDI

 

İkinci Enternasyonalin ihaneti, izleyen yıllarda bu karara karşı çıkanların İkinci Enternasyonal partilerinden ayrılarak işçi sınıfının çıkarlarını gözeten yeni örgütlenmeler içine girmeleriyle aşılabildi. Bugün de solun yirminci yüzyılın ilk çeyreğindeki gibi bir “yenilenmeye” ihtiyacı olduğu görülüyor.

 

Bugün sol partilerin pandemiye karşı tutumları, aynı Birinci Paylaşım Savaşı döneminde savaş bütçelerine karşı tutumlarında olduğu gibi bir “turnusol” görevi üstleniyor. Pandemiyle mücadelede sosyal tedbirleri savunanlar ile tıbbi – teknik tedbirleri savunanlar karşı karşıya.

 

Pandemiyle mücadelede “işyerlerinin kapanması” tedbirini dışlayan solcular, mücadeleyi tıbbi – teknik tedbirlerle sınırlıyorlar. Özelleştirmelerle zayıflatılan sağlık altyapısının iyileştirilmesini, aşıda patentin askıya alınarak hızla yeterli miktarda aşı üretilmesinin ve uygulanmasının sağlanması gibi tedbirleri savunuyorlar. Bunlar elbette gerekli, fakat salgının bir an önce bitirilmesi için “yetersizdir”.

 

Bugün vaka artışını ve ölümleri “bıçak gibi kesebilecek” asıl tedbir, işyerlerinin de kapatılmasını içeren “tam kapanmadır”. Devlet kapanma sürecinde sosyal tedbirlere ağırlık vermeli, bütün yurttaşların gereksinimlerini karşılamayı üstlenmeli ve salgına bir an önce son vermelidir.

 

Salgında en çok işçilerin hastalandığını ve yaşamını yitirdiğini, salgının bütün yükünü emekçilerin çektiğini çok iyi bilen sol partiler, sermayenin “her ne pahasına olursa olsun üretim sürecek” politikasını bilerek veya bilmeyerek desteklemekten bir an önce vazgeçmeli ve salgına bir emekçiyi daha kurban vermemek için “tam kapanma” mücadelesi başlatmalıdır.

 

Marksizmi içine düştüğü bunalımdan çıkartacak ve solun geleceğini belirleyecek olanlar, bugün pandemi karşısında işçi sınıfının çıkarlarını korkusuzca savunanlar olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder