Pandeminin Çin’den çıktığını anımsayan kaldı mı?

 

Türkiye’yi ve dünyayı kasıp kavuran pandeminin Çin’i neredeyse Cumhurbaşkanı’nın deyimiyle “teğet geçtiğini” görünce, bu salgının tam bir buçuk yıl önce Çin’de ortaya çıktığına inanmak istemiyorsunuz. Fakat gerçek bu. Salgın gerçekten ilk kez Çin’de patlak vermişti.

ÇİN SALGINI SADECE DÖRT AYDA BİTİRDİ

 

İsterseniz biraz belleklerimizi tazeleyelim. İlk vakalar 2019 yılının Aralık ayında Çin’de görülmüştü. Zaten bu nedenle hastalığın adına COVID 19 diyoruz. Buradaki 19, hastalığın ilk tanımlandığı yıl olan 2019’dan geliyor.

 

2020 yılının Ocak ayında Çin’de vaka sayıları hızla yükselmeye başlamıştı. Şubat ayında günlük yeni vaka sayısı 4 bine yaklaşmıştı.

 

O günlerde gazetelerin bugün kimsenin umursamadığı bu rakamı nasıl dehşet içinde verdiğini anımsıyor musunuz? Ya ekranlardaki yollardan kamyonlarla toplanan ceset görüntülerini? Hepsinin sahte olduğu sonradan anlaşıldı fakat mutlaka bir yerde izleri kalmıştır.

 

Bir ara günde 63 binden fazla yeni vaka bildiren Türkiye, şimdi günde 5 bine inebilmeyi çok büyük bir başarı olarak göstermeye çalışıyor. Heyhat, henüz oraya bile gelebilmiş değiliz.

 

ÇİN SALGINI AŞISIZ YENDİ

 

Çin salgını durdurabilmek için hemen “bilime” başvurdu ve yüzlerce yıldır bilinen ve başarısı kanıtlanmış olan “halk sağlığı tedbirlerini” uygulamaya başladı. Bu çerçevede yaygın test uygulaması ile toplum içindeki hastalar tespit edilerek izole edildi, temaslılar ve şüpheliler karantinaya alındı.

 

Henüz aşının “lafının” dahi edilmediği bu dönemde, sadece “kapanma” tedbiri ile salgın durduruldu. Çin’in bunu nasıl başardığını 18 Mart 2020 tarihinde yayınlanan “Bireyci tıp salgınla baş edemez” başlıklı makalemizde anlatmıştık.

 

Burada görmek istemeyen gözler ve işitmek istemeyen kulaklar için bir kez daha altını çizelim. Çin salgını “aşı kullanmadan” yendi. Anımsanacağı gibi Çin’in salgını kontrol aldığı 2020 Nisan ayında henüz COVID 19’a karşı bir aşı üretilmemişti.

 

Salgının Türkiye’ye ulaştığı Mart ayına gelindiğinde Çin’de vaka sayıları artık günlük 100’lere inmişti. Nisan ayında salgını ülkesi içinde tamamen kontrol altına alan Çin, o günden beri sadece virüsün yurt dışından yeniden girmemesi için sınırlarında kontroller yapıyor.

 

TÜRKİYE DÜNYADA SALGINI EN KÖTÜ YÖNETEN ÜLKELER ARASINDA

 

Yine inanmak çok zor gelebilir fakat salgının ilk patlak verdiği Çin’de bugüne kadar sadece 90 bin kişi hastalandı ve 4.636 Çinli yaşamını yitirdi. Çin’de COVID 19 nedeniyle son ölüm 2020 yılının Nisan ayında kaydedildi. Yani Çin’de 14 aydır COVID 19 nedeniyle hiçbir yeni ölüm olmadı.

 

Bu rakamlar, Türkiye’deki vaka ve ölüm sayılarıyla kıyaslandığında, Türkiye’nin salgınla mücadelede ne kadar “başarısız” olduğu apaçık ortaya çıkıyor.

 

Pandemi boyunca milyar nüfuslu Çin’de hastalığa yakalananların sayısı, Türkiye’nin milyon nüfuslu orta büyüklükteki bir ilinde hastalığa yakalananlardan daha az. Gerçekten Türkiye gibi dünyada Sağlık Bakanlığı’nı ilk örgütlemiş (1920) ülkelerden biri için ne kadar utanç verici bir durum!

 

Pandemi boyunca Çin sadece 4.636 insanını yitirirken, Türkiye bu rakamın on katından fazla, 48 bin insanını yitirdi. Yani Çin’in 1,5 yılda yitirdiği insan sayısının neredeyse iki katını (7.396) biz sadece 2021 Mayısında yitirdik.

 

ÇİN SALGINI ÇOKTAN UNUTTU, BİZ KORKUYLA EKİMİ BEKLİYORUZ

 

Çin pandemiyi çoktan unuttu ve salgın öncesi yaşama geri döndü. Dünya 2021 yılını salgın yüzünden kapandıkları evlerinde karşılarken, Çinliler meydanları doldurmuş, sabahlara kadar kutlamalar yapmışlardı.

 

Çin’in salgını kontrol altına aldığı 2020 Nisanından beri, Çin’in salgınla mücadelede uyguladığı bilimsel halk sağlığı tedbirlerini uygulamamakta ısrar eden Türkiye’de ve diğer ülkelerde bir sürü yeni dalgalar ve pikler yaşandı.

 

Şimdi de korkuyla 2021 Ekim ayını bekliyoruz. 1,5 yıldır salgını kontrol altına alabilmek için yeterli tedbirleri almamaktaki ısrarımızın bedelini, Ekim ayında vaka sayılarının yeniden tırmanışa geçmesiyle ödeyebiliriz.

 

“Her ne pahasına olursa olsun çarklar dönecek” inadı uğruna, salgını fırsata çevirebilmek için şimdiye kadar 50 bine yakın canımızı verdik. Bakalım daha kaç canımızı yitireceğiz.