Merhaba,
Çanakkale Düşünce Topluluğu’nun bu
hafta Çarşamba gecesi (4 Ağustos 2021) Kepez Halk Kafe’de ilkini
gerçekleştireceği söyleşilerin amacı, hepimizi yakından ilgilendiren sorunlar
üzerine konuşmak ve “anlamaya” çalışmaktır.
Söyleşilerde ülkemizde düşün iklimine
hâkim olan “taraftar” kültürünün dışına çıkarak, tartışmanın taraflarının iddialarını
ve bu iddiaların dayanaklarını öğrenmeye, sorunları tarihsel ve toplumsal bir
çerçeve içinde değerlendirmeye çalışacağız.
Söyleşilerimizi gerçekten “söyleşi”
tarzında yürütmek istiyoruz. Bu nedenle konunun “uzmanının” sunum yapması
yerine bir “kolaylaştırıcının” söyleşiyi yönetmesi ve katılan “herkesin” konuya
ilişkin düşüncelerini ifade etmesine yardımcı olmasını sağlamaya çalışacağız.
Her söyleşiden önce katılımcılara söyleşi konusu üzerine çok “genel” bilgiler içeren bir metin göndererek tartışmanın “genel” çerçevesini çizmeye çalışacağız. Ancak söyleşide katılımcılar bu çerçevenin dışına çıkmakta özgürdür.
AŞI KARŞITLIĞI
İlk söyleşimizin konusu, günümüzün en
çok tartışılan konularından biri olan “aşı karşıtlığı”.
Tarihte ilk aşı karşıtlığı hareketi
İngiltere’de çiçek aşısının zorunlu kılınması üzerine ortaya çıktı. Bu
hareketin biri liberal ve diğeri dinsel olmak üzere iki toplumsal kaynağı vardı.
Bu dönemde yaygınlaşmaya başlayan
liberal düşünce, “devlet bedenim üzerinde tasarruf yapamaz” sloganıyla
tartışmaya “medeni haklar” üzerinden katılıyordu. Kilise ise bir yandan hayvanlardan
elde edilen aşının insanlara uygulanmasına itiraz ediyor, diğer yandan teolog
E. Massey, hastalıkların insanlara tanrı tarafından bir ceza olarak
gönderildiğini ve bu nedenle de hastalıkları önlemeye çalışmanın, tanrıya karşı
çıkmak anlamına geleceğini ve aşılama yapmanın şeytana uymak olacağını iddia
ediyordu.
Aşı karşıtları ile aşının faydalı
olduğuna inananlar arasındaki tartışmanın ilk galibi aşı karşıtları oldu. 1898’de
İngiltere hükumeti aşı zorunluluğunu kaldırdı ve aşının faydasına inanmayanların
aşıdan muaf tutulmasına onay verdi.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında tıpta
ve tıbbi teknolojide çok büyük ilerlemeler kaydedildi ve dönemin en önemli
sağlık sorunları olan bulaşıcı hastalıkların geriletilmesinde genel halk
sağlığı tedbirleri yanında aşılar ve antibiyotikler büyük rol oynadı.
Dünyada “sosyal devlet” anlayışının egemen
olduğu bu dönemde, insanların genelde bilime ve özelde tıbba güvenlerinin de
artmasının etkisiyle aşılama – bağışıklama çalışmaları yaygınlaşırken, aşı
karşıtlığı hareketleri geri çekildi. Özellikle tarihteki en büyük tıbbi
sorunlardan biri olan çiçek hastalığının aşı ile ortadan kaldırılması,
insanların aşının faydasına inanmasında büyük rolü oldu.
Yirminci yüzyılın büyük bir bölümüne
egemen olan sosyal devlet anlayışının 1970’li yıllardan itibaren zayıflamaya
başlaması ve 19. yüzyılın ideolojisi olan liberal ideolojinin “neoliberalizm”
biçiminde yeniden ortaya çıkmasıyla birlikte aşı karşıtlığı da yeniden
güçlenmeye başladı.
Gelişmiş sanayi ülkelerinde örgütlenen
aşı karşıtları “aşı olanlar da hasta olabilir”, “aşı olmaktansa hastalığı
geçirmek daha iyidir, çünkü aşılar hastalığın kendisi kadar koruyucu değildir”
gibi iddialarla ebeveynleri çocuklarına aşı yaptırmamaya çağırdılar.
Aşı karşıtları bebek için anne sütünün
en iyi aşı olduğunu, başkaca bir aşıya gerek olmadığını savundular. Yine
aşıların içindeki alüminyum veya cıva gibi maddelerin çeşitli hastalıklara yol
açtığını, aşının faydasız olmak bir yana “zararlı” olduğunu iddia ettiler.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi
Ceylan Engin’in İtalya’da aşı karşıtlığı üzerine yürüttüğü araştırmaya göre İtalyanların
yüzde 15’i genel olarak aşı karşıtı. Aşıya “en çok” karşı olanlar, daha az
eğitimli ve 25-34 yaş aralığında olanlar. Ülkenin sağlık sistemi ve politik
kurumlarına olan güvensizlik arttıkça da aşı karşıtlığı yükseliyor. Engin, aşı
karşıtlığının Covid-19 pandemisinden önce de özellikle gelişmiş ülkelerde
yükselmeye başlamış olduğunu vurguluyor.
Elif Bengüsu Arık’a göre Batı
Avrupa'da popülizm ile aşı reddi arasında bir bağlantı var. Popülist retoriğin
etkisi altında, “yozlaşmış” unvanı hem hekimler hem de yönetici elit için uygun
görülüyor ve bireyler kendi tercihlerine ve kendileri gibilerin seçimlerine
güvenebiliyor. Bu, bazı kesimlerin hem hayata bakış açısı ve Batılı toplumların
tercihinin o yönde olması nedeniyle Oxford aşısını tercih edip Çin aşısını
reddetme durumunda oldukça bariz.
Kurumsallık karşıtı, tıbbi erke
güvensizlikte bir sığınak olarak hamasi söylemler yaygınlaşıyor (“aşı
milliyetçiliği”). Bireyler Pfizer gibi büyük tıbbi kurumlara
güvensizliklerinde, kendi gündelik hayatlarında, tercihlerinde milliyi ya da
milliye en yakın olanı tercih etme kanaatinde.
Aşıları ve koronavirüs uygulamalarını
reddeden herkes bir komplo teorisyeni değildir: bazıları doğal/doğal olmayan
organik/yapay ikilemine indirgenen sağlık kültüründen besleniyor. Böylece
insanlar, başkalarının hayatını riske atmak pahasına kendi bireysel
tercihlerine yöneliyor. Bu nedenle aşı karşıtlığı bireysel özgürlük, halk
sağlığı, sürü bağışıklığı, sağlıklı yaşam kültürü, komplo teorileri ve toplumsal
sağlık hareketleri birbiriyle sıkı sıkıya bağlantılı.
Aşı karşıtı 409 İngilizce sosyal
medya hesabı üzerinde yapılan araştırma, şu anda 58 milyon takipçiye sahip
olduklarını gösteriyor. 49 milyon takipçiye sahip en büyük hesaplardan 147'si
2019'dan bu yana en az 7,8 milyon takipçi kazanmış (yüzde 19 artış).
Özetle Ahmet Alp Aker aşı
karşıtlarını üç grupta topluyor: Aşıların güvenliliğinden endişe edenler
(kâr/zarar ilişkisini yeterli görmeyenler); Risk altında olmadığını düşündüğü
için ihtiyaç hissetmeyenler; Dini temelli gerekçelerle itiraz edenler.
Türkiye’de
“örgütlü” aşı karşıtlığı, ilk olarak 2011 yılında kurulan “Aşı Yaptırmaya
Mecbur Değilim” platformu ile başladı. Sosyal medya üzerinden örgütlenen
hareket, daha çok toplumun yüksek eğitimli, orta – üst gelir düzeyindeki
kesimleri arasında yaygınlaştı.
Aşı karşıtlığı 2015 yılında bir
savcının Sağlık Bakanlığı’na karşı dava açması ile büyük popülerlik kazandı. 2015
yılında ülkemizde yüksek mahkeme ikiz bebeklerine aşı yaptırmak istemeyen
babayı “bireysel özgürlük” gerekçesiyle haklı buldu. Anayasa Mahkemesi'nin 24
Aralık 2015 tarihli "Zorunlu Aşı Uygulamasına İlişkin Halime Sare Aysal
Kararı"na göre, ebeveynlerin çocuklarına aşı yaptırmama ya da yapılmasını
reddetme hakları bulunuyor.
Aşı yaptırmayı reddeden aile sayısı
2010’da 183, 2014’te 1.370, 2016’da 11
bin iken 2017’de 23.000’i geçmişti.
Türkiye Nüfus ve Sağlık
Araştırması’na göre 12 – 23 aylık çocuklarda 10 yıl önce yüzde 95’e ulaşan “tam
aşılı” çocuk oranı, 2013’de yüzde 77’ye ve 2018’de 66,9’a kadar indi. 2018’de
24 – 35 aylık çocukların yalnızca yüzde 49,6’sı tüm temel aşıları oldu.
Bu durum kendisini aşı ile
korunulabilir hastalıklardaki vaka sayılarının artışıyla da gösteriyordu. Sağlık
Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 2018
yılında 662 olan kızamık vaka sayısının 2019 Aralık itibarıyla yaklaşık 5 kat
artarak 2 bin 666'ya yükseldiğini belirtti.
Geçtiğimiz yıl İstanbul’da 62 aile
hekimi, 51 çocuk hastalıkları uzmanı, 51 cerrahi branşlarda uzman ve 120 dahili
branşlarda uzman 284 hekimin katıldığı bir araştırmanın sonuçları, ülkemizde
tıp eğitiminin ne hale geldiğini göstermesi bakımından “ibret vericidir”.
Araştırmaya katılan hekimlerin yüzde 11.3’ü
aşılananlarda otizm gelişebileceğine, 1,8’i aşı sonrası ciddi komplikasyon
sıklığının yüzde 5 – 10, 12.7’si de yüzde 1 – 5 olduğuna “inanıyordu”. Tıp bir
din veya inanç konusu değil, bir bilimdir. Bir hekim tıbbi bir konuda araştırma
yapar, deney yapar ve elde ettiği “bilimsel” sonuçlarla konuşur.
Aşı ile otizm arasında bir ilişki
bulunduğunu kanıtlayan bir bilimsel çalışma olmadığı halde aşının otizme neden
olabileceğine inanan hekim sayısının bu kadar yüksek olması karşısında, tıp
eğitimi almamış insanların hiçbir bilimsel temeli olmayan hurafelere kulak
asmalarına şaşırmamak gerekir.
Türkiye’de aşı karşıtlığının
nedenleri ve boyutuna ilişkin hemen herkesin bir düşüncesi var fakat bunlardan
neredeyse yok denecek kadar azı bir bilimsel araştırmaya dayanıyor. Ülkemizde
bu alanda yapılan nadir araştırmalardan birinde katılımcıların yüzde 19,3’ü
“Aşıya ilişkin tereddütlerim var; beklemekten yanayım” derken, yüzde 38 ise açıkça aşılara güven duymadığını
belirtiyor.
Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı ülkemizde
aşıya davet edildikleri halde 20 milyondan fazla yurttaşımızın aşı
yaptırmadığını açıkladı. Ancak bunların ne kadarının gerçekten aşı karşıtı
olduğuna ilişkin elimizde hiçbir veri yok.
Son olarak yazımızı “Aşı Yaptırmaya
Mecbur Değilim” (AYMD) platformunun bildirisinden bir bölümle tamamlıyoruz:
“Sen araştır, kararı ben veririm.
Hiçbir insan tercih etmediği bir tedavi yöntemini uygulamaya mecbur
bırakılamaz. AYMD Oluşabilecek risklerden dolayı aşıları güvenli bulmayan
kişileri kendilerine ve sorumluluklarındaki fertlere aşı yaptırtmama haklarını
destekler, bundan dolayı sağlık kuruluşlarınca baskıya maruz kalmalarını
önleyecek hukuksal hakları konularında bilinçlendirir. Bilimsel kurullara
araştırmanızı yapın ben ne yapacağıma karar veririm der”.
TÜRKİYE’DEKİ AŞI KARŞITI ÖRGÜTLER
Adalet Platformu
Aşı Yaptırmaya Mecbur Değilim
Hareketi
Dünya Çocuk Haklar Derneği
Hasta Hakları Aktivistleri Derneği
Mazlum-Der
Sade Hayat Derneği
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi
Tü-mer
@dobraanne
Bu yazının hazırlanmasında yararlanılan kaynaklar:
Akalın, A. (2019). Aşı karşıtlığı
gericiliğin ortak paydasıdır. https://haber.sol.org.tr/blog/sinifin-sagligi/akif-akalin/asi-karsitligi-gericiligin-ortak-paydasidir-274853
Akar, SY ve Öztürk, GZ. (2020). Hekimlerin
Aşı ve Aşı Karşıtlığı Hakkında Bilgi, Tutum ve Davranışlarının
Değerlendirilmesi. http://www.floradergisi.org/managete/fu_folder/2020-04/516-526%20Secil%20Yilmaz%20Akar.pdf
Aker, AA (2018). Aşı karşıtlığı.
Toplum ve Hekim, 33: 175 – 186.
Arık, EB. (2020). Aşı Karşıtlığı:
Taktiksel Bir Okuma. https://birikimdergisi.com/guncel/10377/asi-karsitligi-taktiksel-bir-okuma
Azap, A. (2019). Aşı karşıtlarının iddiaları
ve gerçekler. https://www.klimik.org.tr/2019/11/22/81387/
Boğaziçi Üniversitesi. (2021). Kimler
aşıya neden karşı? https://haberler.boun.edu.tr/tr/haber/kimler-asiya-neden-karsi
Ergönül, Ö. (2019). Neo-aşı
karşıtlığı ve sağlığımıza bedelleri. https://fikirturu.com/saglik/neo-asi-karsitligi-ve-sagligimiza-bedelleri/
Evrensel. (2021). 4 bin kişiyle
yapılan araştırmanın sonuçları: Aşı karşıtlığı yüksek. https://www.evrensel.net/haber/436136/4-bin-kisiyle-yapilan-arastirmanin-sonuclari-asi-karsitligi-yuksek
İstanbul Tabip Odası. (2019). Aşı karşıtlığı
çok ciddi bir halk sağlığı sorunudur. https://www.istabip.org.tr/5405-asi-karsitligi-cok-ciddi-bir-halk-sagligi-sorunudur.html
Medimagazin (2019). Aşı karşıtlığı
artıyor, tehlike büyüyor: 'Aşı yaptırmayın' demek halk sağlığına ihanet. https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-asi-karsitligi-artiyor-tehlike-buyuyor-asi-yaptirmayin-demek-halk-sagligina-ihanet-11-681-84693.html
Sarıkaya, M. (2021). Aşıdan en çok 30
yaş altındakiler kaçıyor. https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/3118082-asidan-en-cok-30-yas-altindakiler-kaciyor
Tele 1. (2021). İnsanlar aşı olmayı
neden reddediyor? En yaygın 10 bahane. https://tele1.com.tr/insanlar-asi-olmayi-neden-reddediyor-en-yaygin-10-bahane-439244/
Ünveren, B. (2021). Türkiye’de aşı karşıtlığı artıyor. https://www.dw.com/tr/t%C3%BCrkiyede-a%C5%9F%C4%B1-kar%C5%9F%C4%B1tl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-art%C4%B1yor/a-43363918
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder