Yaşı altmışın üzerinde olanlar veya 1980 öncesini bilenler, günümüzde solun geçmiştekinden farklı bir sol olduğunu söylüyor. Gerçekten de bugün kendilerini siyasi yelpazenin solunda tanımlayan kişi, grup veya partilerin söylem ve eylemlerine bakılarak, bunların 1800’lü veya 1900’lü yıllarda liberal sağcı olarak kabul edilebileceklerini söylemek abartı olmaz.
Elbette tarih boyunca sol da, sağ
gibi, kendi içinde farklı görüş ve eğilimler barındırdı, fakat bu görüşler ne
kadar farklı olurlarsa olsunlar, solu sol ve sağı sağ kılan “temel ilkeler”
vardı ve bunlar birbirlerinden kolayca ayırt edilebilirlerdi. Örneğin
sömürgeciliği savunan bir partinin sağcı ve sömürgeciliği lanetleyen diğerinin
solcu olduğunu isimlerine bakmadan söyleyebilirdiniz.
Oysa örneğin bugün Çin’in (Çin
Komünist Partisi’nin) apaçık emperyalist bir projesi olan Kuşak ve Yol projesi,
yine kendisine solcu veya sosyalist diyen kişi, grup, parti veya ülkeler
tarafından açık veya örtük biçimde desteklenebiliyor.
TAYLAN KARA’NIN SOSYAL NANOTEKNOLOJİ KURAMI
Geçtiğimiz yıllarda üç ciltlik
“Edebiyatla Ahmaklaştırma Felsefeyle Çökertme” dizisini yayınlayan Prof. Dr.
Taylan Kara, soldaki bu değişimi “sosyal nanoteknoloji” kuramıyla açıklıyor.
Kara’ya göre bugün genetik
mühendisliği sayesinde nasıl soğuk denizlerde yaşayan bir balığın soğuğa
dayanıklılığını sağlayan gen bir sebzeye aktarılarak soğuk iklimlerde yetişmesi
sağlanabiliyorsa, sosyal nanoteknolojiyle ideolojilerin de temel ilkeleri
değiştirilerek, karşıtlarına dönüştürülebiliyor.
Kara kitaplarında günümüz solunun
genetiğinin nasıl değiştirildiğini ve “sol” olmaktan çıkartıldığını, örneğin
solun temel kavramlarından biri olan “emperyalizmin” solcuların gözünden
düşürülerek, “emperyalizm” kavramından arındırılmış bir solun nasıl yaratıldığını
gösteriyor. Okumanızı tavsiye ederim.
EMEK – SERMAYE ÇELİŞKİSİNİ YOK SAYAN SOL
“Emek – sermaye çelişkisini yok sayan
sol” ifadesi ilk bakışta oksimoron gibi görünse de, bugün kendisini solcu
olarak tanımlayan birçok kişi, grup veya partinin söz ve eylemlerine
bakıldığında emek – sermaye çelişkisi yerine başka “çelişkileri” ikame
ettikleri kolayca görülebilir.
Örneğin bugün kendilerini siyasi yelpazenin
solunda tanımlayan siyasi partilerin yayın organlarında kadın cinayetlerinin
sorumlularının “erkekler” veya doğa talanının sorumlusunun “insan” etkinlikleri
olduğunun ifade edilmesi kimseyi şaşırtmıyor.
Bir yandan “kadın cinayetleri
politiktir” derken, diğer yandan kadın cinayetlerinden “erkekleri” sorumlu
tutmak, RES’leri, HES’leri, nükleer santralleri, termik santralleri,
ormansızlaştırmayı ve daha nicelerini “antropojenik” sıfatıyla tanımlamak için
genetiği değiştirilmiş olmak gerekir.
Bugün her sorunun altında emek –
sermaye çelişkisini arayan ve görünür kılmaya çalışan bir sol yerine, emek –
sermaye çelişkisini gizlemeye, en azından sulandırmaya çalışan bir solumuz var.
Buna her cümlesinde “sınıfsal” sözcüğünü mutlaka kullananlar da dahil.
GÜNDE 200 COVID 19 ÖLÜMÜNÜ ŞABLONLAŞTIRAN SOL
Lütfen elinize herhangi bir “sol”
medya organını alın ve pandemi haberlerinin nasıl aktarıldığına bakın. Her
renkten “muhalif” medya vaka ve ölüm sayılarını “şablon” üzerinde veriyor.
Şablonda metin aynı, sadece her gün rakamlar değiştiriliyor. Bir de rakamlar
“hava durumu” veya “piyasa” verileri gibi belirli bir köşeden verilse tamam
olacak.
Tabii buraya nereden gelindiğine de
bakmak lazım.
Daha salgının ilk günlerinde bilim
salgınla mücadelenin temel ilkelerini sıraladı: herkese test yapılacak,
hastalar izole edilecek, şüpheliler karantinaya alınacak. Bunların
gerçekleştirilebilmesi için nüfus hareketlerinin kontrol altına alınması
gerektiği apaçık ortadaydı. Bunu fark eden sermaye, “her ne pahasına olursa
olsun çarklar dönecek” diyerek kırmızı çizgisini çekti.
Muhtemelen bu pandemi 1970’lerde
yaşansaydı, sol partiler, sendikalar, emekten yana güçler sermayenin “her ne
pahasına olursa olsun çarklar dönecek” demesine asla izin vermez, şalterleri
indirerek nüfus hareketlerini sınırlar ve salgının bilimsel yöntemlerle kontrol
altına alınmasını sağlardı.
Oysa günümüzün genetiği değiştirilmiş
solu, sermaye ile işbirliğine giderek salgının kontrol altına alınabilmesi için
tek yöntem olan kapanmaya karşı çıktı. Dahası etkin kapanma ile salgının
kontrol altına alındığı örnekleri dahi görmezden geldi. Zaten bugün COVID 19
ölümlerini şablonlaştıran sol, gündelik işçi cinayetlerini de şablonlaştıran
sol değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder