Bertolt Brecht’i 66 yıl önce bugün
yitirdik. Yirminci yüzyıl Alman şiiri ve tiyatrosunun en önemli ismi olan
Brecht’in sağlığa ve hastalığa “toplumcu” yaklaşımı mükemmel yansıtan şiirleri
vardır. Hekimleri “sağlığın toplumsal belirleyicileri” konusunda uyaran Brecht,
onlardan hastalıkların biyolojik nedenlerine takılıp kalmamalarını, “toplumsal”
nedenlerine inmelerini ister.
“Bir işçinin hekime çektiği söylev” şiirinde
kendisini neyin hasta ettiğini bilen işçi, hekime ders verir: “elbiselerimizi
yıpratan neyse, vücudumuzu yıpratan da odur”.
Bedenindeki ağrının “rutubetten” olduğunu söyleyen hekime evinin duvarındaki lekenin de rutubetten olduğunu söyleyen işçi sorar: “Rutubet nereden”?
APPELL – ÇAĞRI
Brecht’in çok bilinen “Bir işçinin hekime çektiği söylev” şiiri dışında “toplumcu tıp” yaklaşımını yansıtan “Appell” (Çağrı) başlıklı bir şiiri daha vardır. Bu şiir Brecht’in Danimarka’da sürgündeyken kaleme aldığı “Svendborg Şiirleri” arasında yer almaktadır.
Hasta bir komüniste çağrı
Tüberküloz olduğunu duyduk.
Senden isteğimiz: Kaderin
Bir oyunu olarak görme bunu.
Rutubetli köşelerde seni yoksul bir
giyimle
Açlığa mecbur eden sömürücülerin
Saldırısı olarak gör. O hasta etti
seni.
İşte sana buyruk: Gir hemen
mücadeleye,
Hem hastalığa karşı, hem de baskıya
karşı
Hile, keskinlik, inat
Ne gerekiyorsa hepsini kullan, en
derin
Sefalet içinde bile, zayıflığın
kendisinden
Hareketle yürüyen mücadelemizin
Bir parçası olarak, her vasıtayla
Pisliğe karşı insanlığın
Zaferi için!
Seni en kısa zamanda yine
Görevinin başında bekliyoruz, yoldaş.
Hasta komünistten yoldaşlarına yanıt
Kötü ev, yoksul giyim ve açlıkla beni
Hasta ettiler, saflarınızdan uzak
bıraktılar.
Kendimi toplamak için hemen üstlendim
mücadeleyi.
Beni gören herkese
Hastalığımın nedenini açıklar
Suçluları açık açık gösteririm.
En küçük çıkar uğruna beni aldatmaya
kalkan
Hastalık sigortasına karşı da
mücadelem var
Hem de yataktan.
Hastanenin görevlerini öğrendim
ayrıntısıyla
Ezilen sınıftan hastalara karşı her gün
yapılan
Kötü muameleyi de. Sağlığıma kavuşmak
için
Gereken her yola başvuracağım.
İsabet alıp yaralanmış da olsam
Saflarınızı bırakmadım işte.
Sizinleyim
Son nefesime kadar. Zayıflamayı
düşünmem bile.
Sizden ricam
Beni hep hesaba katın.
Doktorlara ve hastabakıcılara çağrı
Size gelince doktorlar,
hastabakıcılar. Sizin
Aranızda da, kendiniz gibi insan yüzü
taşıyanlardan yana
Görevlerinin farkında olan epey kişi
vardır
Az da olsa epey kişi vardır mutlaka.
Sizlerden
Hastalarımızı, sigortayla mücadelede
ve hastanelerin
Ezilen sınıfa karşı tutumuyla mücadelede
Desteklemenizi istiyoruz.
Bunun için, sömürünün ve aldatmanın
Gönüllü aleti olan ötekilerle
Mücadeleye katılmanız gerekecek,
biliyoruz.
Onları kendi düşmanınız olarak görün
zaten, diyoruz.
Böylece, bizim yoldaşlarımızın başına
gelen
Aynı açlıkla, sizi de saat başı
tehdit eden sömürücülere karşı
Kendi mücadelenizi vermiş olacaksınız
Başka bir şey değil ki.
Katılın mücadelemize!
Son olarak Brecht’in hekimlere modern
etiyoloji dersi verdiği ve sağlık sorunlarının “kök nedenlerine” veya “nedenlerin
nedenlerine” nasıl inileceğini gösterdiği şiirini anımsayalım:
Bir işçinin hekime çektiği söylev
Biliriz nedir bizi hasta eden!
Söylenir bizi senin iyileştireceğin
hastalandığımız zaman.
Diyorlar ki, sen, tam on yılda
öğrenmişsin hastaları iyi etmesini
halkın parasıyla yapılan
güzel okullarda.
Dünyanın parasını dökmüşsün
olmak için bilgi sahibi.
Senin elinde öyleyse iyileştirmek bizi.
Ne dersin, elinde mi?
Seni gelince görmeye,
çıkartıyorlar üstümüzdekileri,
zor değil hastalığımızın nedenini anlamak,
şöyle bir bak üstümüze başımıza,
o saat öğrenirsin her şeyi.
Çünkü elbiselerimizi yıpratan neyse,
odur vücudumuzu da yıpratan.
Rutubetten, diyorsun, vücudunuzdaki ağrı.
Duvarlarımızdaki leke de ondan.
Söyle öyleyse bize:
Rutubet nerden?
Ezdi bitirdi bizi
çok çalışmak, az yemek.
Sense öğüt verirsin,
dersin, olun kanlı canlı!
Suda büyüyen kamışa
demeye benzer bu:
çık başka yerde yaşa.
Ne kadar vakit ayırırsın bizim için?
Baksana, evinde bir halın var,
en azından beş bin muayene eder.
Haklı çıkarmak için kendini
bunda benim suçum yok
diyeceksin ister istemez.
Bizim evin duvarındaki
ıslak lekeye git sor:
o da bundan başka bir şey demez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder