Lancet dergisinin 15 Ekim 2020 tarihli online nüshasında çok sayıda “dürüst” bilim insanının imzasıyla “Scientific consensus on the COVID-19 pandemic: we need to act now” (Covid 19 pandemisi üzerine bilimsel uzlaşı: şimdi harekete geçmeliyiz” başlıklı bir makale yayınlandı.
Yazarlar
makalelerinde her dürüst, bilimsel namus sahibi bilim insanının yapması
gerektiği gibi üzerinde herkesin uzlaştığı “bilimsel gerçekleri” sıralıyorlar:
Covid 19 büyük
damlacıklar ve aerosoller üzerinden temasla, özellikle havalandırmanın kötü
olduğu yerlerde aerosoller üzerinden solunumla bulaşıyor/yayılıyor ve
bulaşıcılığı yüksek.
Covid 19’un vaka
– ölüm oranı mevsimsel gribinkinin birkaç katı ve enfeksiyon hiçbir sağlık
sorunu olmayan, bağışıklık sistemi güçlü olan gençlerde dahi tedaviye dirençli hastalık
tablosu ortaya çıkartabiliyor.
Virüse karşı
bağışıklığın ne kadar sürdüğü bilinmediği gibi hastalığa yakalananlar yeniden
hastalanabiliyorlar.
Virüs kalabalık ve
kötü havalandırılmış ortamlarda daha kolay yayılıyor.
Hızılı test,
temaslıların izlenmesi ve hastaların izeole edilmeleri hastalığın yayılmasının
kontrol altına alınmasında kritik önemde.
Ekranlarda
görmeye alıştığımız ve artık nededeyse ailemizden biri haline gelen “sermaye
profesörleri” bu bilimsel olarak üzerinde uzlaşılan gerçekleri ya ağızlarına
almıyorlar, ya çarpıtıyorlar ya da inkar ediyorlar ve toplumu yanlış
yönlendirmeye devam ediyorlar.
Makalede
salgının ilk aylarında birçok ülkede seyahat kısıtlamaları gibi “toplum”
düzeyli tedbirlerle virüsün toplum içinde dolaşmasının ve ölümlerin azaltıldığı
ifade ediliyor. Bilindiği gibi yaz aylarında bu tedbirlerin gevşetilmesiyle
birlikte vaka sayıları ve ölümler dramatik bir şekilde arttı.
Yazarlar Avrupa’da
“ikinci dalganın” başladığı bugünlerde salgınla mücadelede “sürü bağışıklığı”
teorilerinin yeniden alevlendiğini belirterek, bunun çok “tehlikeli” bir
saftasa olduğunu ifade ediyorlar. Virüsün
toplum içinde kontrolsüz yayılmasına izin vermenin vaka ve ölüm sayılarını çok
arttıracağını söylüyorlar.
Dürüst ve
bilimsel namusu olan bilim insanları doğal bağışıklığın, yani insanların
hastalanmaları yoluyla edinilen bağışıklığın uzun süreli koruyucu etkisi olduğunun
“bilimsel” olarak gösterilemediğini ifade ediyorlar. Bu stratejinin salgını bitirmeyeceğini, aksine
tekrarlayan salgınların ortaya çıkmasına neden olacağını savunuyorlar.
Japonya, Vietnam
ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin salgını, toplum düzeyinde tedbirlerle başarıyla
kontrol aldıklarını ve bugün normal yaşama döndüklerini ifade eden yazarlar, virüsün
toplum içinde yayılmasını önleyecek tedbirler alınmasını öneriyorlar. Gerçi
yazarlar muhtemelen “komünist” olmakla suçlanmamak için ismini vermekten
kaçınmış fakat biz salgını başarıyla kontrol altına alan ülkeler içinde Küba’nın
adını da sayabiliriz.
Yazarlar salgın
mücadelesinde artık bilimsel kanıtlara dayanarak harekete geçilmesini istiyor
ve kendileri gibi dürüst ve bilimsel namus sahibi akademisyenleri John Snow
Memorandumu’nu imzalamaya çağırıyorlar: https://www.johnsnowmemo.com/
.
Kaynak: https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(20)32153-X/fulltext
Akif Akalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder