Sosyal ilişkilerin hastalıklara nasıl
aracılık ettiğini ve güç ilişkilerinin sosyal ve fiziksel çevreyi nasıl
belirlediğini araştıran toplumcu
tıp, kapitalist toplumda hastalık ve sağlık tanımlarını kapitalist üretimin
emek gücü talebinin belirlediğini savunur.
Birçokları buna itiraz edecek ve hastalık / sağlık tanımlarının “bilim” tarafından belirlendiğini söyleyecektir. Oysa pandemi sürecinde deneyimlediğimiz birçok olay, kapitalist toplumda bilimin de sermayenin kontrolünde olduğunu göstermiştir. Aşağıda bunun son örneğini göreceksiniz.
CDC İZOLASYON SÜRESİNİ NEDEN İNDİRDİ?
ABD’nin Hastalık Kontrol ve Önleme
Merkezleri (CDC) 27 Aralık 2021’de, Omikron dalgası dünyaya yayılırken, hiç
beklenmedik bir açıklama yaparak COVID-19 hastaları için izolasyon süresini 5
güne indirdiğini açıkladı (1). Bu değişikliğin nedenini, “bilimin” SARS-CoV-2 bulaşlarının
çoğunun belirtiler ortaya çıkmadan 1 – 2 gün önce ve belirtilerin çıkmasından
sonra 2 – 3 gün içinde olduğunu gösterdiğine bağladı.
CDC aşısız veya ikinci mRNA aşısı
üzerinden 6 aydan fazla süre geçmiş ama hatırlatma dozu almamış olan temaslılar
için karantina süresini de 5 güne indiriyordu. Alternatif olarak da eğer 5 gün
karantina mümkün değilse, 10 gün maske takarak dolaşabilir diyordu. Hatırlatma
dozu almış temaslılar için karantina öngörmeyen CDC, yine 10 gün maske
takmalarını yeterli buluyordu.
AMERİKAN TABİPLER BİRLİĞİ’NİN İTİRAZI
Bu açıklamalar yılbaşı tatili ve heyecanı
içinde kamuoyunda çok yankı bulmadı fakat yeni yılın ilk günlerinde Amerikan
Tabipler Birliği (AMA) bir bildiri yayınlayarak CDC’nin kararını eleştirdi (2).
İzolasyon süresinin 5 güne indirilmesinin Amerikalıların sağlığını riske
atacağını belirten bildiri, hastaların yüzde 31’inin testleri pozitif çıktıktan
5 gün sonra hala hastalığı bulaştırmaya devam edeceklerini açıkladı.
Bu açıklamadan sonra kamuoyunda CDC’nin
kararının “bilimsel” temellere dayanmadığı, şirketlerin talepleri (veya
baskısı) üzerine alındığına ilişkin eleştiriler yoğunlaştı. Bunlardan birinde
The New York Times’dan Apoorva Mandavilli, birçok halk sağlığı uzmanının bu kararı
CDC’nin Omikron dalgasında emek-gücü kaybına uğrayacak şirketlerin baskılarına
boyun eğmesi olarak gördüğünü yazdı (3).
BİLİM DEĞİL, EMEK-GÜCÜ TALEBİ
Gerçekten de kararın alındığı hafta
bazı havayolları şirketleri CDC’ye başvurarak bu kararların alınmasını talep
etmişlerdi. CNBC’den Leslie Josephs CDC’nin bu kararı aldığı süreçte yaşanan gelişmeleri
şöyle aktarıyordu (4):
Omikron varyantıyla birlikte vaka
sayılarının hızla tırmanışa geçeceğini öngören Delta Havayolları’nın CEO’su Ed
Bastian, şirketin sağlık müdürü Henry Ting ve tıp danışmanı Carlos del Rio ile birlikte ABD’nin Hastalık Kontrol
ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) aşılı temaslılar için tavsiye ettiği 10 günlük
karantina süresinin operasyonlarını olumsuz etkileyeceğini ifade ederek, 21
Aralık’ta CDC’den bu süreyi yarıya (5 güne) indirmesini istiyordu.
Şirket, CDC’nin COVID 19 rehberinin
henüz COVID 19’a etkili bir aşı ve tedavinin olmadığı 2020 yılında
düzenlendiğini, bireylerin izolasyon süresini testleri negatif çıkarsa erken
sonlandırabileceğini ileri sürüyordu.
22 Aralık’ta JetBlue Havayolları’nın Airways
CEO’su Robin Hayes de CDC’ye benzer bir taleple başvurarak, Omikron dalgası
sürecinde hizmetlerinin aksamaması ve zarara uğramamak için, aşılı oldukları
halde hastalananların izolasyon süresinin kısaltılmasını talep ediyordu.
İşte CDC bugün ABD’de tartışılan
kararlarını bu başvurulardan 5 gün sonra kamuoyuna duyurmuştu.
ÇÖZÜM ÖRGÜTLÜLÜKTE
Pandemi sürecinde sermayenin çıkarlarının
bilime nasıl yön verdiğini, bilim insanlarının şirket çıkarlarını nasıl
bilimsel bir kılıfa sokarak sunduklarını birçok örnekte gördük. Bunlardan en
acımasızlarından biri 2020 yılında yaşadığımız “Dardanel Faciası” idi.
Çanakkale İl Hıfzıssıhha Kurulu, Dardanel’in emek-gücü talebini “kapalı sistem
çalışma” biçiminde formüle etmiş, PCR testi pozitif çıkanlar evlerinden
alınarak işyerine getirilmişlerdi.
Daha sonra Türkiye’nin birçok
bölgesinde benzer uygulamalara tanık olduk. Maalesef Türkiye işçi sınıfı bu
süreçte sağlığına sahip çıkamadı ve sermayenin taleplerine boyun eğdi. Bu durum
da, toplumcu tıbbın temel önermelerinden biri olan, “bir ülkedeki sağlık ve
hastalık desenleri, aynı zamanda o ülkedeki sınıf mücadelesinin, işçi sınıfının
bilinç ve örgütlülük düzeyinin de aynasıdır” önermesinin doğruluğunu bir kez
daha kanıtladı.
KAYNAKLAR
1. https://www.cdc.gov/media/releases/2021/s1227-isolation-quarantine-guidance.html
3. https://www.nytimes.com/2022/01/04/health/cdc-testing-isolation.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder