Geçtiğimiz hafta Taylan Kara'nın kendi web sayfasında yayınladığı “Devrimci ve İşçi Olmayan” DİSK: Çeviride Kaybedilen “Devrimci” ve “İşçi” Sözcükleri başlıklı yazısına sosyal medyada bazı eleştiriler geldi.
Sağlığın ve hastalığın en önemli sosyal belirleyicisi, işçi sınıfının bilinç ve örgütlülük düzeyidir.
Geçtiğimiz hafta Taylan Kara'nın kendi web sayfasında yayınladığı “Devrimci ve İşçi Olmayan” DİSK: Çeviride Kaybedilen “Devrimci” ve “İşçi” Sözcükleri başlıklı yazısına sosyal medyada bazı eleştiriler geldi.
Bu yazı KENTLİ dergisinin Ekim 2025 nüshasında Süheyla Doğan ile birlikte hazırlanan bir makaleye referans olarak hazırlanmıştır.
Ülkemizde hekimlerin “toplumcu tıbba” pek sıcak bakmadıkları bir sır değil. 1970'li yıllarda “okulunu bitirdikten sonra ne yapacağı” sorulduğunda, “Anadolu'da bir Sağlık Ocağına giderek, yoksullara hizmet edeceğini” söyleyen hekim adayına bugün rast gelmek mümkün değil. Gerçi ortada Sağlık Ocağı da kalmadı. Bu durumu Yapay Zeka'ya danışmak istedik ve Grok ve Gemini'ye “Hekimler neden toplumcu tıbbı benimsemiyor?” diye sorduk. İşte Yapay Zeka'nın verdiği yanıtlar:
Akif Akalın tarafından kaleme alınan bu eser 2013 yılında Yazılama Yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Yazar, halk sağlığı alanında eğitim almış bir tıp doktorudur. İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisi olarak görev almış ve Toplumcu Tıp dersleri vermiştir. 2010 yılında Yazılama Yayınları tarafından kapsamı yalnızca Sovyet deneyimiyle sınırlı olan “Toplumcu Tıp: Sovyetler Birliği Deneyimi” başlıklı kitabı yayınlanmıştır.
Yazar, 2011 yılında İstanbul’da toplumcu tıp konulu seminerler düzenlemiş, 2012 yılından itibaren ise İstanbul Tıp Fakültesi’nde seçmeli ders olarak toplumcu tıp dersleri vermeye başlamıştır. Kitap, bu seminerlerin derlemeleri ve ders notlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Yazar, ülkemizde toplumcu tıp literatürünü zenginleştirmeyi amaçlamaktadır.
Kitap yedi bölümden oluşmakta ve sağlık hizmetlerini tarihsel, siyasal ve sosyolojik açılardan incelemektedir. Her bölümün sonunda “okuma notu” isimli bölümler bulunmakta ve anlatılan konulara dair anekdotlar sunulmaktadır.