Translate

4 Haziran 2025 Çarşamba

Gazanfer Aksakoğlu: Sosyalist bir halk sağlıkçıyı yitirdik

 


Bu sabah Türk Tabipleri Birliği sosyal medya hesaplarından Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu'nu yitirdiğimizi duyurdu. TTB mesajında “Ülkemizde halk sağlığı alanının unutulmayacak isimlerinden, ömrünü halkın sağlığına adamış, büyük bir enerji ile üretimde bulunan, sayısız öğrenci, bilim insanı yetiştiren, değerli hocamız, dostumuz, Türk Tabipleri Birliği’nin yorulmak bilmeyen emektarı Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu’nu kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz” diyordu.

29 Mayıs 2025 Perşembe

Taylan Kara: Solun uzak durduğu bir düşünür



Taylan Kara Türkiye'de solun uzak durduğu, görmezden geldiği ve "sükut suikastı" ile yok etmeye çalıştığı düşünürlerin önde gelenlerindendir. Yıllardır sol üzerine yazmasına ve solu kıyasıya eleştirmesine rağmen, sol kesimden Taylan Kara'nın yazılarına ilişkin iyi ya da kötü tek bir yazı, polemik veya eleştiri göremezsiniz. Sol örgütler tabanlarının (veya daha doğru bir terimle müritlerinin) Taylan Kara'nın yazılarından "haberdar olmalarını" çok istemezler.  

16 Mayıs 2025 Cuma

Pepe'nin ardından

 


Bu hafta Pepe'yi yitirdik. 2010 – 2015 yılları arasında Uruguay'da devlet başkanlığı görevini üstlenen ve “dünyanın en fakir devlet başkanı” unvanıyla ünlenen José Alberto Mujica Cordano ülkemizde de çok sevilen bir politikacıydı.


Eski bir Tupamaros Ulusal Kurtuluş Hareketi gerillası olan Pepe, Uruguay sol partilerinin oluşturduğu Geniş Cephe adayı olarak Cumhurbaşkanı seçilip, maaşının yüzde 90'ını hayır kurumlarına bağışlayınca meşhur oldu.


Oldukça mütevazı bir yaşam süren Pepe, hayatı boyunca “düşündüğü gibi yaşayarak”, 1970'li yıllarda türeyen solculardan çok farklı bir profil çiziyordu. Meydanlarda "eğitimde fırsat eşitliği" derken çocuğunu özel okullara göndermekte veya kitlelere "herkese eşit ücretsiz sağlık" diye slogan attırırken hastalandığında özel hastanelere koşmakta beis görmeyen solcu liderlerden değildi.

6 Nisan 2025 Pazar

Liberal ideolojinin gıda güvenliliği ile imtihanı

 


Türkiye'nin ezelden beri çözemediği ve 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamak üzere olduğumuz günlerde hala manşetlere çıkmaya devam eden “gıda güvenliliği” sorunu, sermaye medyasının dahi görmezden gelemeyeceği boyutlardadır.


Kocaeli – Körfez'de 648 kişinin yedikleri tavuk döner nedeniyle hastanelik olmaları, sözcüğün tam anlamıyla bir skandaldır. Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş da rezaleti görmezden gelememiş ve köşesinde “Önce kumpir şimdi tavuk... Neden sürekli zehirleniyoruz” başlıklı bir yazı kaleme almış.


Soybaş'ın yazısı liberal ideolojinin gıda güvenliliği karşısında düştüğü aczin, çaresizliğin bir ifadesi. Soybaş son yıllarda medyaya yansıyan gıda zehirlenmesi skandallarını sıraladıktan sonra soruyor: “... isimler, şehirler değişiyor ancak yaşananlar pek de değişmiyor. Yediğimiz yemekten hastalanmak ya da ölmek kaderimiz mi peki? Nerede yanlış yapıyoruz”?

30 Mart 2025 Pazar

Üniversite gençliği düzeni değiştirmek değil, ehlileştirmek istiyor

 


Uzun yıllar sonra üniversiteli gençlerin apansız sokaklara dökülmesi, yalnızca iktidarı değil, muhalefeti de çok şaşırttı. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin barikatları yıktığı görüntüler, İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle başlayan sürecin yeni bir “Gezi” dalgası yaratacağının müjdesiydi. Nitekim eylemler saatler içinde diğer üniversitelere yayıldı ve valiliklerin yasaklarına rağmen her gün daha da artarak devam etti.