Translate

BESLENME etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BESLENME etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2015 Salı

Şeker konusunda kime inanacağız?


Bir süredir ekranlarda Türk Böbrek Vakfı imzasıyla bir kamu spotu dönüyor. Spotta bir bardak çaya toz şeker dökülürken, davudi bir ses “günde 50 gramdan fazla şekerin öldürebileceğini” söylüyor. Bu sırada çaya dökülen şeker bir kuru kafa şeklini alıyor. Oldukça korkutucu bir kampanya. Geçtiğimiz günlerde Canan Karatay da kendi üslubuyla şekere karşı farklı bir kulvardan savaş açtı ve şekerin “en tatlı zehir” olduğunu söyledi. Çocuklara kesinlikle şeker yedirilmemesi gerektiğini savunan Karatay daha önce de hamile kadınlara glikoz tolerans testi yaptırılmaması gerektiğini savunmuştu. Önümüzdeki günlerde bu konu daha da popülerleşecek ve her kafadan bir ses çıkmaya başlayacak. Peki, emekçiler kime inanmalı?

18 Aralık 2015 Cuma

Hastanızın yakınmaları ‘açlıktan’ olabilir

Yetersiz beslenme hastalarda kendisini çok farklı yakınmalarla gösterebilir. Bu yakınmalar anksiyete (kaygı) ve depresyon gibi psikolojik durumlardan, adet düzensizliğine (bazen adetten kesilmeye); üriner (böbrek ve idrar yolları) sorunlardan, aşırı yorgunluğa; doğumsal anomalilerden, büyüme/gelişme geriliğine kadar çok geniş bir yelpazeye yayılabilir. Ülkemizde yaşayan insanların önemli bir kısmının “açlık” sınırı altında hayatta kalma mücadelesi verdiği göz önüne alındığında, yukarıda sıralanan sorunlara ilişkin yakınmalarla hekimlere başvuran hastalarda ilk sorgulanması gereken durum “gıda güvencesi”dir.

15 Aralık 2015 Salı

Küba’da sürdürülebilir kent tarımı

Sınıfın Sağlığı’nda Ağustos ayında yayınlanan “Küba’da sosyalizm yalnız sağlıkta mı?” başlıklı yazımızda “Küba’da sadece sağlıkta değil, yaşamın bütün alanlarında başarılı bir sosyalizm” olduğunu belirtmiş, “Küba’da sosyalizmin tarımdan eğitime, enerjiden mimariye kadar diğer alanlardaki başarılarından yeterince haberdar değilsek, bu yalnızca tembelliğimizden” şeklinde serzenişte bulunmuştuk. Serzenişimize yanıt çabuk geldi ve geçen ay Yeni İnsan yayınevi, “Küba’da Sürdürülebilir Kent Tarımı” başlıklı bir çeviri kitap yayınladı.

30 Kasım 2015 Pazartesi

Şeker

Geçen yıldan beri Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde sürdürdüğümüz Toplumcu Sağlık Söyleşileri’nde bu ayın konusu “şeker” oldu. Konu toplum sağlığı ve sınıf mücadelesi çerçevesinde ele alınarak çeşitli boyutlarıyla tartışıldı. Şekerin gündelik yaşantımıza girmesi ve bir sağlık sorunu olarak tartışılmaya başlaması oldukça yeni ve kapitalist üretimle çok yakından ilişkilidir. Şekerin hem toplum sağlığı, hem de kapitalist üretim için önemi, esas olarak sağladığı yüksek kaloriden kaynaklanıyor. Şekerin bu özelliği onu yalnızca beslenmenin önemli bir ögesi yapmakla kalmıyor, aynı zamanda emeğin kendisini yeniden üretiminde ayrıcalıklı bir yere koyuyor.

12 Kasım 2015 Perşembe

Şeker lobisine ağır darbe

Geçen akşam televizyon ekranlarından kamuoyuna yansıyan bir haber, artık çanların tütün lobisinden sonra, şeker lobisi için de çalmaya başladığına işaret ediyordu. Haberde San Fransisko ve Touro Üniversitelerinin ortak bir çalışmasının sonuçlarına yer veriliyor, çalışmaya alınan çocukların diyetlerinden “sadece” şekerin çıkartılmasının, yalnızca 10 gün içinde, alınan kalori miktarını düşürmeksizin veya çocuklar kilo vermeden, metabolik hastalık bulgularında dramatik iyileşmeler sağladığını bildiriliyordu. Bu yazımızda toplumsal duyarlılığı olan bilim insanlarının şeker lobisine karşı mücadelesinden bir kesit sunuyoruz.

2 Kasım 2015 Pazartesi

Bisiklet ve kent bostanları

Sınıfın Sağlığı okurları tatil öncesinde “Küba’nın sağlıktaki başarılarını tam olarak anlayabilmemiz için, sosyalizmin diğer alanlarda da neler söylediğini ve yaptığını bilmeye gereksinimimiz var” dediğimiz makalemizi anımsayacaklar (Küba’da sosyalizm yalnız sağlıkta mı?). Bu kez MEDICC Review’un son sayısında yayınlanan, Jorge Peña Díaz tarafından kaleme alınmış, Küba’nın ulaşım ve tarım politikalarındaki yeniliklerin değerlendirildiği ve şehir planlamasında yenilikçi ve toplumcu bir alternatifin sunulduğu bir makaleyi paylaşıyoruz.

7 Ağustos 2015 Cuma

İşçiler tavuğu tartışmalı mı?

Okurlarımız 22 Haziran 2015’de Sınıfın Sağlığı blogumuzda yayınlanan “Antibiyotik direnci ve DSÖ’nün açmazı” başlıklı makalemizi anımsayacaktır. Makalede kapitalist işletmelerin yem maliyetlerini düşürmek için insan sağlığını nasıl tehlikeye attıkları tartışılıyordu. Makalemiz birkaç gün sonra İnsan BU web sitesinde aynı başlıkla yayınlandı ve oldukça ilgi gördü. Birçok aydın ve bilim insanının yorumlarıyla katıldığı bir tartışma başladı.

30 Nisan 2015 Perşembe

HACCP uygulamalarına eleştirel bir yaklaşım

Dilimize 'Gıda Sağlığı Güvenliği Yönetimi' olarak aktarabileceğimiz HACCP (Hazard Analysis Critica i Control Points) sistemi ilk kez 1960'Iarın başında NASA'nın (ABD Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi) talepleri doğrultusunda, astronotların gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla ABD'de faaliyet gösteren Pillsbury şirketi tarafından hazırlandı. Sistem, 1995 yılında FAO'nun (ABD Gıda ve ilaç idaresi) HACCP'i benimsemesinden sonra, ABD'de 1997 ve AB'de 1998 yılından itibaren zorunlu hale getirildi. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), HACCP sisteminin küresel ölçekte zorunlu hale getirilmesinde baş rolü oynadı. Türkiye de 1998 yılında HACCP sisteminin aşamalı olarak gıda sektöründe zorunlu hale getirilmesini benimsedi.

29 Aralık 2014 Pazartesi

Diyabet ve toplumsal değişim mücadelesi

Milenyum yirminci yüzyılın ikinci yarısında insanlık için umudun simgesi olmuştu. İki büyük sıcak savaş ve etkileri en az bunlar kadar yıkıcı olan uzun bir soğuk savaş dönemi geçiren dünya, yirmi birinci yüzyıla ilişkin büyük umutlar besliyordu. Şüphesiz bu umutların büyük bir kısmı da sağlığa ilişkindi. Tıptaki baş döndürücü ilerlemeler, insanlara milenyumda daha sağlıklı bir yaşam umudu vaat ediyordu. İnsanlar Dünya Sağlık Örgütü’nün  “2000 Yılında Herkese Sağlık” belgisinin gerçek olacağına inanıyor, milenyumu dört gözle bekliyorlardı.

11 Aralık 2014 Perşembe

Açlık endeksini toklar yaparsa

Aslında Rapor’a göre durumu “çok iyi” olan Türkiyeliler açlığın ne demek olduğunu çok iyi bilirler, henüz açlıktan ölen Kübra bebeği unutmadık, fakat biz yine de Rapor’un “açlıktan” ne anladığına bakalım. 

16 Kasım 2014 Pazar

Ayşe’nin öyküsü

TOPLUMCU TIP VAKA TARTIŞMALARI
VAKA 1. Ayşe’nin öyküsü

Hasta bebek annesi ve anneannesi tarafından 3 gündür devam eden ishal yakınmasıyla polikliniğimize getirildi. Bebeğin muayenesinde fontanellerin çöktüğü, karın derisinin elastikiyetini yitirdiği ve 37.5 C ateşi olduğu bulundu. Akut gastroenterit tanısıyla kliniğe yatırılarak damariçi sıvı tedavisi uygulandı. Eğitim hemşiresi tarafından emzirme ve beslenme eğitimi verildi. Hastanın klinik durumu iyileştikten sonra reçetesi verilerek taburcu edildi

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Açlık: En büyük sağlık sorunu

Dünyada her yıl, 6 milyonun üzerinde çocuk açlık ve beslenme yetersizliğinden yaşamını yitiriyor (Black, 2003) ve günümüzde açlık, dünya nüfusunun karşı karşıya olduğu en büyük sağlık sorunu olarak gösteriliyor (Navarro, 2004).