Translate

İŞÇİ SAĞLIĞI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İŞÇİ SAĞLIĞI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mart 2021 Cuma

Çanakkale’yi Dardanel mi turuncuya boyuyor?

 


Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanı dört renkli haritayı yayınladığında, Çanakkaleliler illerini yüksek riskli “turuncu” alanda görerek çok şaşırdılar. Çanakkale’nin “mavi” alanda olması bekleniyordu, fakat herkes hiç değilse orta riskli sarı bölgede olacağını umuyordu.

 

Çanakkale’nin yerel gazeteleri geçen hafta konuyu mercek altına aldılar. Çanakkale Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alper Şener, 540 bin nüfuslu Çanakkale’deki yüz binde 81’lik vaka hızının (veya 500’e yakın vaka) il merkezinden çok ilçeler ve köylerden kaynaklandığını belirtti.

27 Ocak 2021 Çarşamba

Cesur yeni dünya

 


Pandemi sonrasında bizi “nasıl” bir dünyanın beklediği sorusunun ilk yanıtları gelmeye başladı. Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu, 35 bin işçi için “kalıcı” olarak “uzaktan çalışmaya” geçileceği haberini vererek, “cesur yeni dünyanın” ilk eskizini verdi.

 

Çoğumuzun aşıyla birlikte sona ereceğini düşündüğümüz ve pandemi sürecine özgü sandığımız kısıtlamaların, artık gündelik yaşamın “yeni normali” haline geleceğini görmeye başlıyoruz. 

16 Ocak 2021 Cumartesi

Türkiye işçi cinayetlerini durdurabilir mi?


Türkiye’de işçi cinayetleri kayıtlarını tutan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2020 yılında “en az” 2.427 işçinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

 

Ülkemizde sadece “iş kazaları” nedeniyle gerçekleşen ölümler tespit edilebiliyor. “Meslek hastalıkları” nedeniyle her yıl kaç işçimizi yitirdiğimizi bilmiyoruz. Fakat Uluslararası Çalışma Örgütü, “kural olarak” iş kazasına bağlı her ölüm için, meslek hastalığı nedeniyle 5 – 6 ölüm meydana geldiğini bildiriyor.

 

O halde 2020 yılında kabaca en az 12.135 – 14.562 işçimizi de meslek hastalıkları nedeniyle yitirdiğimizi söyleyebiliriz.

1 Ocak 2021 Cuma

Emek yağması


Geçen yılın son haftasında 2021 yılında geçerli olacak asgari ücret belirlendi ve buna ilişkin tebliğ Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 2021’de asgari ücret net 2 bin 825 lira 90 kuruş olacak. Böylece Türkiye’de çalışma yaşamında “yağma” veya “emek yağması” dönemi perçinlendi.

 

Burada “emek yağması” terimini bir “ajitasyon” malzemesi olarak değil, son yıllarda Türkiye’de ve dünyanın birçok coğrafyasında çalışma yaşamına damgasını vuran nesnel bir gerçekliğin ifadesi olarak kullanıyoruz.

26 Aralık 2020 Cumartesi

Sınıf mücadelesi yoksa meslek hastalığı da yok


Bugün medyaya bir haber düştü: “CHP'nin ‘meslek hastalığı’ önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi”.

 

Zerre şaşırdık mı? Hayır. Aksine TBMM, COVID 19’u bir meslek hastalığı olarak kabul etseydi çok şaşırır, bugüne kadar okuduklarımızı, bildiklerimizi sorgulamak zorunda kalırdık. Çünkü bugün COVID 19’un bir meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için gereken bütün “tıbbi – teknik” koşullar var fakat en önemli koşul yok: “sınıf mücadelesi”.

11 Aralık 2020 Cuma

Ekonomi, politika ve sağlık


 

Ekonomi, politika ve sağlık arasında çok güçlü ilişkiler vardır. Birçok bilimsel araştırmada bir ülkede yaşayan insanların sağlık düzeyi ile iktidardaki partinin politik eğilimi ve ekonomik gelişmişlik düzeyi arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur.

 

Bu durum ülkeler içinde yaşayan “bireyler” için de geçerlidir. İngiltere’de yapılan Whitehall çalışmaları, bireylerin sosyoekonomik düzeyleri ile sağlık durumları arasındaki ilişkiyi çok açık biçimde ortaya koymuştur.

 

Hafta içinde yayınlanan “Asgariücret ve sağlık” başlıklı makalemizde MetroPoll şirketi tarafından yapılan bir anketin sonuçlarından bahsetmiştik. Ankete katılanların yüzde 53’ü “şu andaki gelirinizle ilgili durumu birazdan okuyacağım ifadelerden hangisi daha iyi açıklar” sorusuna, “sadece beslenme/barınma gibi temel ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum” yanıtını vermişlerdi. Bu yazımızda ankete daha yakından bakmak istiyoruz.

10 Aralık 2020 Perşembe

Asgari ücret ve sağlık


2021 yılının asgari ücretini belirleyecek olan Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri veya daha doğru bir ifadeyle geleneksel yıllık Sendika - Patron - Devlet “ortaoyunu” şöleni 4 Aralık'ta başladı. Komisyon’un görevi, Aralık ayı boyunca işçileri ve emekçileri aslında sermaye tarafından çoktan belirlenmiş olan asgari ücreti kabullenmeye hazırlamak ve süreci meşru göstermeye çalışmak.

9 Aralık 2020 Çarşamba

Bilimi emeğin gereksinimlerine göre örgütlemek

 

İnsanların çoğu bugün yaşadıkları hayatın, yaşanabilecek tek hayat olduğuna inanır. İnsanlar doğar, büyür, okula gider, iş bulur ve çalışır, evlenip yuva kurar, çocuk sahibi olur, başını sokacak bir ev ve ayağını yerden kesebilecek bir araba almak için çabalar, emekli olur, yaşlanır, şanslıysa torunlarıyla zaman geçirir ve vakti gelince ölür…

 

Kuşkusuz yaşadığımız hayatın “biyolojik” kısmı (doğum, büyüme, ölüm) “doğal” süreçler, fakat bu süreçlerin “nasıl” yaşandığı, örneğin aile kurma, iki oda bir salon evlerde oturma, hatta günde üç öğün yemek yeme tamamen “sosyal” olarak belirleniyor. Egemen sınıf sosyal hayatı kendi gereksinimlerine göre örgütlüyor ve ezdiği sınıflara yaşanabilecek tek hayat biçiminde dayatıyor.

3 Aralık 2020 Perşembe

Sosyalist Türkiye’de tıpta uzmanlaşma nasıl olacak?

Günümüzde tıp ve hekimlik “uzmanlık” alanları üzerinden örgütlenmiştir ve bu durum birçoklarına çok “doğal”, sanki tarih boyunca her zaman böyleymiş gibi görünür. Oysa bugünkü anlamıyla tıpta uzmanlık çok yeni bir olgudur ve ilk kez 19. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır.

29 Kasım 2020 Pazar

Vak'a tartışması: Veronika’nın başağrısı

İki çocuk annesi olan Veronika (33) bir otomobil yedek parça dükkanında yönetici olarak çalışmaktadır. 2011 yılında sıcak bir ilkbahar günü şiddetli baş ağrısı yakınmasıyla güney Los Angeles’ta bir semt polikliniğine başvurur. Bir yıldır zaman zaman şiddetli baş ağrısı atakları gelmekte ve yaşamını alt üst etmektedir.

24 Eylül 2020 Perşembe

Kamu spotlarının içtenliğine bir spot tutma denemesi

 


Pandemi koşullarında hijyenin gereklerinden ve öneminden bahseden kamu spotları her yerde fazlasıyla yer alıyor. Maske, sosyal mesafe ve hijyen... başka hiçbir önleme gerek kalmaksızın sorunu çözermişçesine bir algı yaratılıyor. Peki, bunların sağlanmasıyla ilgili şartlarda ne kolaylıklar var?

22 Ağustos 2020 Cumartesi

COVID 19 günlüğü

 

Ağustos sonuna geliyoruz ve toplum düzeyinde hiçbir ciddi tedbir alınmadığı için çoktan kontrol altına alınmış olması gereken salgın “tam gaz” devam ediyor. Sağlık Bakanlığı bu hafta vaka sayılarını bin – bin 500 bandına taşıdı. Konunun uzmanları bu rakamın üç, beş hatta on ile çarpılması gerektiğini düşünüyor.

13 Ağustos 2020 Perşembe

Maske ideolojisi yenilmeden COVID 19 yenilemez

 

Salgının başından itibaren işçi sınıfı ve sermayenin COVID 19 ile mücadeleye ilişkin farklı ideolojik ve politik tutumlar benimsediğini gördük. Sağlığa “toplumcu” perspektiften bakan işçi sınıfı, salgınla mücadelede sürveyans ve filyasyon çalışmalarına, izolasyon ve karantina tedbirlerine ağırlık verilmesi gerektiğini savunurken, sağlığa “bireyci” perspektiften bakan sermaye, salgın mücadelesini “maske – mesafe – temizlik” üçlemesine daraltmaya çalıştı.

27 Temmuz 2020 Pazartesi

Dardanel’de ölümüne üretim


Bugün öğle saatlerinde Çanakkale’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olan Dardanel Önentaş Gıda Sanayi AŞ, Kamuoyunu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bir bildirim yaparak, “bugünden geçerli olmak üzere 14 gün süreyle” çalışanlarının “mesai saatleri dışında da …  gözetim altında tutulduğu kapalı devre çalışma sistemi” uygulanacağını bildirdi (1).

6 Temmuz 2020 Pazartesi

Sıradan bir işçi cinayeti


Temmuz sıcağında sıradan bir gün. Öğle saatlerine doğru ekranların altından kırmızı harflerle Hendek’teki havai fişek fabrikasında patlamalar meydana geldiği haberi akıyor.

 

Anında ilk tepki MHP’li belediye başkanından: “merak etmeyin” diyor, “can kaybı yok”…

21 Haziran 2020 Pazar

İşçi sınıfı ölümlerin hesabını soracak mı?

Daha Şubat ayında, Dünya Sağlık Örgütü henüz pandemi ilan etmemişken, koronavirüs salgınının ceremesini yine işçilerin ve emekçilerin çekeceğinden endişe ettiğimizi belirtmiştik (1, 2). Maalesef gelişmeler bizi haklı çıkarttı. İşçi sınıfı ne Türkiye’de, ne de sermayenin egemen olduğu diğer coğrafyalarda salgına müdahale etmedi veya edemedi, sorunu sermayenin çözmesini bekledi ve çok ağır kayıplar verdi, vermeye de devam ediyor.

 

İşçi sınıfının COVID 19 salgını nedeniyle kayıpları saymakla bitmez. Birçok emekçi işini, ekmeğini yitirdi, yoksullaştı, yardımlara ve sadakalara muhtaç duruma düştü. Birçok emekçi salgının en şiddetli seyrettiği günlerde korunmasız çalışmak zorunda bırakıldı ve hastalandı. Fakat şairin dediği gibi “ölümden öte köy” yok. Biz burada yalnızca ölümlere odaklanacağız.

19 Haziran 2020 Cuma

İşçiler 21. yüzyılın İSG taleplerini oluşturmalı

İşçi sağlığı ve güvenliğinin (İSG) toplumsal bir sorun olarak belirginleşmesi, sanayi devriminde üretime makinaların girmesiyle işyerlerinin birer “mezbaha” haline gelmesine dayanır. İşçiler İSG talepleriyle ekonomik – demokratik ve politik örgütlerde bir araya gelerek mücadeleye başladılar.  

10 Haziran 2020 Çarşamba

1844’te İngiltere’de İşçi Sınıfının Durumu

Friedrich Engels 1820 yılında Almanya’da doğmuştur. 1837 yılında tahsilini yarım bırakarak babasının yanında çalışmaya başlayan Engels, askerliğini yaptıktan sonra 1842 yılında aile şirketinin işlerine yardımcı olmak için sanayi devriminin merkezi olan Manchester’a (İngiltere) gider. Bu yıllarda İngiltere tekstil sektöründe dünya devidir. Tarımsal üretimin yoğunlaşması ve merkezileşmesiyle birlikte pazarlarda rekabet güçlerini yitiren küçük çiftçiler Manchester gibi sanayi kentlerine akın etmiş, sanayi kentlerinin nüfusları altyapılarının kaldıramayacağı ölçüde artmıştır. Bütün bunlara bir de on dokuzuncu yüzyılın en büyük ekonomik bunalımı (1841/1842) eklenince dönemin sefaleti başta Charles Dickens olmak üzere birçok yazarın kaleminden İngiliz edebiyatına yansımıştır.

9 Haziran 2020 Salı

İlk işyeri hekimleri işçilerdi

Çalışma yaşamı tarihin bütün dönemlerinde emekçiler için birçok “tehlike” barındırmıştı, fakat Sanayi Devrimi işyerlerini emekçiler için sözcüğün tam anlamıyla birer “mezbahaya” çevirdi.  İşçiler açlıktan ölmemek için girmek zorunda kaldıkları fabrikalarda çoğu kez kollarını, bacaklarını ve bazen de yaşamlarını yitiriyorlardı.

 

Zamanla kendi sorunlarına kendileri sahip çıkmazlarsa, sorunlarının asla çözülemeyeceğini anlayan işçiler, sorunları etrafında bir araya gelmeye, örgütlenmeye başladılar. Bu dönemde Avrupa’nın en bilinçli işçileri Almanya’daydı. İşyeri hekimliğinin temellerini 1880’lerde işyerlerinde kazaları önlenmesi ve işçi sağlığı için harekete geçen Alman işçiler attılar.

5 Mayıs 2020 Salı

İşçilerin sağlığının korunması, işçilerin kendi işi olmalıdır


Bu hafta İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) haftası. Salgın nedeniyle salon toplantıları yapamayan kuruluşlar basın açıklamalarıyla yetiniyor. TMMOB açıklamasında, 2012'de İSG Kanunu'nun çıkartılmasından sonra iş kazalarının arttığını belirtmiş. Muhtemelen “yetkililer” bu durumu ‘eskiden de bu kadar kaza oluyordu, yasadan önce “bildirimler” kötüydü, zamanla düzeldi, bu nedenle sayı artmış görünüyor’ diyerek açıklayacaklar. Elimizde başka veri olmadığı için çaresiz inanacağız…