Translate

14 Haziran 2021 Pazartesi

Korona azalırken kolera mı başlayacak?

 


Geçtiğimiz yıl, henüz Türkiye’de tek bir vaka görülmemişken, 25 Şubat 2020 tarihinde yayınlanan Koronavirüs Sınavı başlıklı yazımızda yaz aylarına girilirken COVID 19’un hız kesebileceğini belirtmiştik. “Bilim” bizi utandırmadı ve tahmin ettiğimiz gibi 2020 Nisan’ında günde 14 binlere erişen vaka sayıları, havaların ısınmasıyla birlikte Haziran’da günde 2 binlere düştü.

 

Bu yıl da aynı süreci yaşıyoruz. Yaz geldi, insanlar kapalı mekânlardan çıkmaya başladı ve geçen yıl olduğu gibi vaka sayılarında dramatik bir düşüş yaşandı. Elbette bu gelişmede nüfusun yüzde 15 kadarının aşılanmış olmasının da belirli bir payı var. Ancak geçen yıldan ders almadığımız takdirde sonbaharda yeni bir pikin gelmesi kaçınılmaz. Şairin dediği gibi:

 

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

"Tarih"i  "tekerrür"  diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

11 Haziran 2021 Cuma

Solun ve aydınların halktan kopukluğu

 


Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında “Şimdi bakıyorsunuz sözde siyasi parti genel başkanı olarak konuşanlara, neymiş millet açmış” sözleri, üzerinde çok tartışılması gereken sözler.

 

Bu sözlerden Cumhurbaşkanı’nın milletin “aç” olmadığını düşündüğünü veya savunduğunu anlıyoruz. Fakat diğer yandan muhalefet partileri, meslek örgütleri, sendikalar ve konunun uzmanı bilim insanları Türkiye’de yaşayan insanların önemli bir bölümünün “aç” olduğunu iddia ediyor. Peki, gerçek nerede?

7 Haziran 2021 Pazartesi

Pandeminin Çin’den çıktığını anımsayan kaldı mı?

 


Türkiye’yi ve dünyayı kasıp kavuran pandeminin Çin’i neredeyse Cumhurbaşkanı’nın deyimiyle “teğet geçtiğini” görünce, bu salgının tam bir buçuk yıl önce Çin’de ortaya çıktığına inanmak istemiyorsunuz. Fakat gerçek bu. Salgın gerçekten ilk kez Çin’de patlak vermişti.

5 Haziran 2021 Cumartesi

Musilajda da muhatap sorunu

 


Hiç merak etmeyiniz, bu yazıda musilaj neden oldu, nasıl temizlenir gibi herkesin konuştuğu, belki şimdiden dinlemekten sıkıldığınız teknik şeyler olmayacak. Ben bu yazıda Türkiye’nin 1980’lerden beri kronikleşen en önemli sorunu olan “muhatap sorununu”, musilaj bağlamında tartışacağım.

27 Mayıs 2021 Perşembe

Günü kurtarmanın ferahlığı

 


Türkiye yıllardır aklınıza gelen her konuda “günü kurtararak” yoluna devam etmeye çalışıyor.

 

Hiçbir sorununu çözmüyor, fakat erteliyor. Hatta kapıya gelmiş bir sorunun ertelenebilmesi, örneğin bir kartın borcunun, başka bir kartla borç alınarak ödenebilmesi dahi büyük bir beceri ve başarı olarak görülüyor.

22 Mayıs 2021 Cumartesi

Her devletleştirme halkın yararına mıdır?

 


Kıyamet alametleri mi dersiniz, başımıza taş yağacak mı dersiniz bilmem, fakat dünya sanki tersine dönmeye başladı. İktidarda “komünist” partilerin olduğu Vietnam veya Çin gibi kapitalist ülkelerde sosyal sorunların kaynağı planlı ekonomide ve çözüm piyasa ekonomisinde aranırken, “burjuva” partilerin hükumet ettiği İspanya, İrlanda veya İngiltere gibi ülkeler, özelleştirdikleri kurumları yeniden devletleştirmeye başladılar.

20 Mayıs 2021 Perşembe

BioNTech CEO’sunun Bilim Kurulu’na faydası olur mu?

 


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu hafta yapılacak Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısına, BioNTech CEO’su Uğur Şahin'in de katılacağını müjdeledi. Acaba Şahin Türkiye’nin salgınla mücadelesine bir artı sağlayabilir mi? BioNTech CEO’su salgın mücadelesinde bizim bilmediğimiz bir şey biliyor olabilir mi?

11 Mayıs 2021 Salı

Aşı üzerine söylenen yalanlar?

 


Bir süredir çeşitli odakların salgınla mücadelede aşıyı eldeki “tek silah” olarak öne çıkartarak, bunun üzerinden kendi çaplarında politikalar üretmeye çalıştıklarını görüyoruz.

 

Salgınla mücadelede kanıtlanmış “en etkili” bilimsel yöntem olan izolasyon ve karantina tedbirlerine, üretimi aksatacağı ve dolayısıyla sermaye birikimi sürecini olumsuz etkileyebileceği endişesiyle uzak duran sermaye çevrelerinin, aşıyı “tek silah” olarak göstermesi ve dikkatleri halk sağlığı tedbirlerinden uzaklaştırmaya çalışmaları çok anlaşılabilir bir tutumdur.

 

Ancak kendilerini siyasi yelpazenin solunda tanımlayan ve emekten yana olduklarını iddia edenlerin de aşıyı, sermaye çevreleri gibi salgınla mücadelenin “tek silahı” olarak göstermeleri ve sorunu “patent” meselesine indirgemeleri kesinlikle anlaşılabilir bir tutum değildir.

7 Mayıs 2021 Cuma

Aşısız TC vatandaşları giremez!

 


Dün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ülkemizde yabancı turistlerin sağlığı ve güvenliği için alındığını söylediği önlemleri duyanlar, özellikle Mayıs sonuna kadar “turistin göreceği herkes aşılanacak” dediğini işitenler, “acaba bu yaz kendi ülkemizde yaz tatili yapabilecek miyiz” diye kaygılanmaya başladı.

 

Acaba gerçekten bu yaz bazı turistik tesislerin kapısında “aşısız TC vatandaşları giremez” levhaları görecek miyiz?

6 Mayıs 2021 Perşembe

Kapanma varmış gibi yorum yapmak sınıfa ihanettir

 


Hükumetin “tam kapanma” açıklaması ve İçişleri Bakanlığı genelgesiyle bunun değil “tam” kapanma, “kapanma” bile olmadığının anlaşılması üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen, bugün hala bazı sınıf işbirlikçisi mahfillerin sanki Türkiye’de “tam kapanma” varmış gibi yorumlar yaptıkları görülüyor.

 

Gerçekten bugün Türkiye’de bir “tam kapanma” varmış gibi yazılar yazan, yorumlar yapan siyasi partilerin hangi partiler olduğuna bakıldığında, işbirlikçilik apaçık ortaya çıkıyor.  

5 Mayıs 2021 Çarşamba

Pandemi konusunda iyimser misiniz?

 


Pandeminin gidişine ilişkin Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un çok “iyimser” bir tablo çizdiği gün, Küba’da yayınlanan Medicc Review’un editör makalesi de oldukça “kötümser” bir resim çiziyordu.

 

Ersoy 17 Mayıs’ta Türkiye’de günlük vaka sayısının 5 binin altına ineceğini ve bu yıl 30 milyon turist hedefini koruduklarını söylerken, Medicc Review editörleri ileride tarihin COVID 19 pandemisini bir “starter plague” (ordövr salgın) olarak tanımlayabileceğini belirtiyorlardı. 

 

Acaba gerçek neredeydi?

4 Mayıs 2021 Salı

Bilim dünyası Türkiye varyantını görmezden geliyor


 

Geçen yıl bilim insanları pandeminin kontrol altına alınamaması halinde mutasyonların daha tehlikeli varyantların ortaya çıkmasına neden olabileceğini söylüyorlardı. Maalesef pandeminin ikinci yılında bu öngörüler gerçekleşti ve bugün varyantları konuşuyoruz.

 

Ancak bir istisna ile: Nedense bilim dünyası varyantlar içinde ayrımcılık yapıyor ve “Türkiye varyantını” ısrarla görmezden geliyor.

1 Mayıs 2021 Cumartesi

4 saatlik işgünü


 

Bugün 1 Mayıs.

 

Geçimlerini emek-güçlerini satarak sağlayanların, işverenlere 8 saatlik işgünü hakkını kabul ettirdikleri günü kutluyoruz.

 

Ancak işçi sınıfı “bugün” hala 8 saatlik işgününü mü savunmalı?

Bayramınız kutlu olsun


 

Geçimlerini emek-güçlerini satarak sağlayanların bayramı kutlu olsun.

28 Nisan 2021 Çarşamba

Nagehan Alçı anladı, muhalefet anlamadı


 

Nagehan Alçı bugün Habertürk’de yayınlanan “Ben bu kapanmadan hiçbir şey anlamadım” başlıklı makalesinde şöyle diyor:

 

“Perşembe akşamı 19’dan itibaren ‘tam kapanma’ olacak deniyor ama ben bu nasıl bir ‘tam’ kapanma, hiç anlamadım sevgili okurlar. Kime sorsam ‘Bizim iznimiz var’ ya da ‘Biz kapsam dışıyız’ diyor”.

24 Nisan 2021 Cumartesi

Tam kapanma diyenler sermayenin değirmenine su mu taşıyor?


 

Bugün TKP’nin yayın organı Sol Portal, partinin Genel Sekreteri Kemal Okuyan ile salgın üzerine yapılmış bir söyleşi yayınladı. Söyleşide Okuyan, meslek kuruluşlarının ve bilim insanlarının dile getirdiği "tam kapanma" talebinin kapitalist dünyada somut bir çözüm olamayacağını iddia ediyor, tam kapanma diyenlerin, sermayenin değirmenine su taşıdıklarını ima ediyordu.

18 Nisan 2021 Pazar

Bana çaresizliğin resmini yapabilir misiniz?

 


Muhtemelen birçok tıp insanı ve akademisyen, kendisini son bir yılda olduğu kadar çaresiz hissetmemiştir. Bu öyle bir çaresizlik ki, akıl ve mantık sınırlarını aşıyor, muhatap bulamıyor. Bugün sizinle bu on binlerce akademisyenden birinin çaresizliğini paylaşmak istiyorum.

 

14 Nisan 2021 Çarşamba

Neden “kısmi” kapanma?

 


Dün akşam Türkiye nefesini tutmuş, Cumhurbaşkanı’nın “resmi rakamlara” göre günde 60 binlere ulaşan vaka sayısı karşısında hangi tedbirleri alacağını merak ediyordu.

 

Başta bilim insanları, sağlık meslek kuruluşları, hekimler ve sağlıkçılar olmak üzere herkes, artık “hayati olmayan” alanlarda mal ve hizmet üretiminin de duracağı bir “tam kapanma” bekliyordu.

 

Heyhat! Ekranlarda Türkiye’nin önümüzdeki iki hafta süreyle sadece “kısmi” bir kapanmaya gireceği söylendi. “Olağan şüpheliler” yani 18 yaş altı ve 65 yaş üstü yurttaşlar yine gözaltına alındı, lokantalar ve kahvehanelere kısıtlamalar getirildi, yani “eski tas eski hamam”…

9 Nisan 2021 Cuma

RAMAZANDA TAM KAPANMA GELİYOR

 


Paris Komünü'nde Sağlık


Paris Komünü, 18 Mart 1871’de Montmartre tepelerinde başlayan ayaklanmayla iktidarı ele geçiren Parisli emekçilerin, 72 gün süreyle kendi kendilerini yönettikleri ilk işçi devletidir


Komün sözcüğü kendi kendisini yöneten kentsel topluluk anlamında kullanılmaktadır.

 

Komünistlerden anarşistlere kadar solun birçok rengini taşıyan Komüncülerin tek bir ortak paydası vardır: 


Paris’ten başlayarak dünyayı değiştirmek”.

7 Nisan 2021 Çarşamba

Tam ücretli tam kapanma

 


Maalesef bütün öngörülerimiz gerçekleşti ve Türkiye nüfusuna oranla vaka sayısında dünyada ilk sıralara yükseldi. Daha önce de belirttiğimiz gibi ölümlerdeki artış, vaka sayısındaki artışı birkaç hafta geriden izliyor. Yani önümüzdeki hafta günlük ölüm sayıları da hızla artarak 400’leri bulabilir.

 

Ancak şimdi yeni bir tehlikeyle daha karşı karşıyayız. Bu tehlike “ücretsiz” veya “yarım ücretli” kapanma tehlikesidir.

3 Nisan 2021 Cumartesi

Pandemi Marksizmin bunalımını derinleştirdi


Marksizmin 1970’li yıllarda Avrupa’da işçilerin ve emekçilerin sosyalizme yüz çevirmesiyle başlayan ve 1990’larda Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla doruğuna ulaşan bunalımı, pandemi süreciyle birlikte yeniden ağır bir ideolojik krize evrildi.

 

Hükumetlerin pandemiyle mücadeleyi “her ne pahasına olursa olsun üretim sürecek” diyerek, önce maske – mesafe – temizlik ve sonra aşı uygulamasıyla sınırlaması karşısında emeğin çıkarları doğrultusunda tutarlı bir politika üretemeyen sol partiler, sermayenin “ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir” politikasına teslim oldular.

1 Nisan 2021 Perşembe

Üniversite artık bilim kurumu değil


Aslında üniversiteler uzun süredir bilim kurumu olmaktan çıktı, fakat yine de bugün dahi yazımızın başlığındaki ifadeyi çok abartılı veya provokatif bulanlar olacaktır. Bunun nedeni insanların içinde yaşadıkları süreçleri değerlendirme güçlüğüdür. Örneğin katıldığınız 25. yıl etkinliğinde fakülte arkadaşlarınızın ne kadar değişmiş olduğunu gördüğünüzde şaşarsınız.

29 Mart 2021 Pazartesi

Aşının çare olamayacağı baştan belliydi

 


Nasıl sermaye profesörlerinin salgına karşı ürettiği maske – mesafe – temizlik formülü kısa sürede iflas ettiyse, aşının da çare olamayacağı daha üçüncü ayda anlaşıldı.

28 Mart 2021 Pazar

Aşı milliyetçiliği


 

Ölümlere dahi itiraz yoksa

 

On beş gün önce Türkiye’de yeni “kontrollü normalleşme” süreci başladığında, değerli gazeteci Ferhan Şaylıman ile bir video söyleşi yapmıştık. Hükumetin esnafın isyanı karşısında uygulamadaki yarım – yamalak tedbirleri de gevşetmesinin sonuçlarının neler olabileceğini konuşmuştuk.

 

Video kaydına Yurtseverlik.com arşivinden erişilebilecek olan söyleşide aynen şu cümleleri kurmuşuz:

 

“Üçüncü pikte vaka sayıları 30 binlere, daha da yukarılara çıkacak. Vaka sayısı ile ölümler arasında bir ilişki olduğunu biliyoruz. Yani vaka sayısındaki artış demek, maalesef ölümlerde de artış demek”.

24 Mart 2021 Çarşamba

Ekonomik reform paketi ve sağlık

 


Hazine ve Maliye Sekreteri Lütfi Elvan dün gece merakla beklenen “ekonomik reform” paketini açıkladı. Şüphesiz paket ekonomistlerimiz tarafından ayrıntılı olarak değerlendirilecek fakat biz burada paketin “sağlıkla” ilgili yönlerini, diğer bir deyişle sağlık alanına nasıl yansıyacağını ele almaya çalışacağız.

21 Mart 2021 Pazar

Kapanma, kapanma, kapanma

 


Okurlarımız anımsayacaklar, pandeminin başından beri bu salgının üstesinden gelebilmek için, üretimi de kapsayan tam bir kapanmanın “şart” olduğunu, salgına yönelik “en etkili” müdahalenin tam kapanma olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.

 

Oysa üretimin de durduğu tam bir kapanma “sermayenin” işine gelmiyor. Sermaye, artık değer sömürüsüne iki haftalığına dahi ara vermek istemiyor. Her ne pahasına olursa olsun üretim sürecek diyor.

16 Mart 2021 Salı

Pandemi akademisyenlerimizin ne kadar yetersiz olduklarını gösterdi

Pandemi sürecinde herkesi en çok şaşırtan konulardan biri de, ülkemizdeki akademisyenlerin, doçentlerin ve profesörlerin “akademik” bakımdan ne kadar yetersiz olduklarını görmek oldu.

13 Mart 2021 Cumartesi

14 Mart Kurtuluş Savaşı’nın simgesidir


Halk arasında “tıp bayramı” olarak bilinen 14 Mart, aslında Kurtuluş Savaşı’nın en önemli simgelerinden biridir. 14 Mart’ta İstanbul’da tıbbiyeli öğrenciler, Kurtuluş Savaşı’nın fitilini ateşlemiştir. Anti-emperyalist bir karakteri vardır ve emperyalist güçlere meydan okumadır.

11 Mart 2021 Perşembe

PANEL: COVID 19 pandemisi ve kapitalist sağlık sistemi

 





Pandemi dersleri


Bugün “resmi” olarak Türkiye’de ilk COVID 19 vakasının açıklanmasının birinci yıldönümü. Geçtiğimiz yıl bugün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni kononavirüs şüphesi olan bir hastanın test sonucunun pozitif olduğunu açıklamıştı.

 

Geçen bir yıl içinde yine “resmi” rakamlara göre 3 milyona yakın insanımız virüsle enfekte oldu ve bunlardan 30 bin kadarını yitirdik. Aslında gerçek rakamların açıklananın çok üzerinde olduğu konusunda neredeyse herkes hemfikir.

 

Peki, bir yıllık pandemi sürecinden ders çıkartabildik mi? Geçen yıldan çıkarttığımız dersler doğrultusunda pandemiyi bundan sonra daha iyi yönetebilecek miyiz? Ya da yarın COVID 19 benzeri başka bir virüsle karşılaşırsak, aldığımız dersle daha başarılı mücadele edebilecek miyiz?

8 Mart 2021 Pazartesi

8 Mart’a damga vuranlar


Bu yıl 8 Mart’a yine şirket reklamları damgasını vurdu. Dardanel geçen yıl olduğu gibi bu yıl da çalıştırdığı işçilerin çoğunluğunun “kadın” olduğunu vurgulayan bir reklam spotu hazırlarken, Boyner İstanbul Sözleşmesi’ni öne çıkarttı.

 

Oysa 30 – 40 yıl öncesine kadar bir şirketin 8 Mart için reklam vermesi hayal dahi edilemezdi. Peki, ne oldu da sermaye 8 Mart’ı sevmeye, sahiplenmeye ve kutlamaya başladı? Sermaye mi değişti, yoksa 8 Mart mı?

5 Mart 2021 Cuma

Çanakkale’yi Dardanel mi turuncuya boyuyor?

 


Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanı dört renkli haritayı yayınladığında, Çanakkaleliler illerini yüksek riskli “turuncu” alanda görerek çok şaşırdılar. Çanakkale’nin “mavi” alanda olması bekleniyordu, fakat herkes hiç değilse orta riskli sarı bölgede olacağını umuyordu.

 

Çanakkale’nin yerel gazeteleri geçen hafta konuyu mercek altına aldılar. Çanakkale Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alper Şener, 540 bin nüfuslu Çanakkale’deki yüz binde 81’lik vaka hızının (veya 500’e yakın vaka) il merkezinden çok ilçeler ve köylerden kaynaklandığını belirtti.

28 Şubat 2021 Pazar

COVID 19 ölümlerinin hesabını kim verecek?

 


Her gün ekranlarda kerli ferli insanları, kendilerinden çok emin tavırlarla salgın üzerine ahkâm keserken izliyoruz. Biri çıkıyor "kısıtlamalar gevşetilebilir, okullar açılabilir" diyor, diğeri "en az 14 günlük bir tam kapanma şart" diyor. Aslında bu insanların bizim “hayatımız” üzerine konuştuklarının farkında mıyız?

26 Şubat 2021 Cuma

İnatlaşmanın sonu nereye varacak?

 


Sağlık Bakanı bugün – yarın “yeni normalleşme” koşullarını açıklayacak. Esnaftan gelen baskılar nedeniyle alınan yarım – yamalak tedbirler de gevşetilecek. Muhtemelen sokağa çıkma yasağı esnetilirken, lokantalar ve kahvehaneler yeniden açılacak, yoğun bakımlar iflas etmesin diye 65 yaş üstüne kısıtlamalar büyük ölçüde korunacak.

 

Hükumet salgının başından beri virüsle “inatlaşıyor”. Bu inatlaşma şimdiye kadar en az 30 bine yakın canımıza mal oldu. En az diyoruz, çünkü herkes hükumetin açıkladığı rakamların üç veya dört ile çarpılması gerektiğini söylüyor. O halde can kaybımız 100 bini aşmış olabilir. Peki, nereye kadar?

22 Şubat 2021 Pazartesi

Bu koşullarda normalleşme intihardır


Daha salgının ilk günlerinde sermaye çevreleri salgınla mücadelenin sınırını çizdi: “çarklar dönecek”! Kırmızı çizgi sermaye birikimiydi. Bilim insanlarının önereceği ve hükumetlerin alacağı hiçbir tedbir sermaye birikimi süreçlerine zarar vermeyecekti.

20 Şubat 2021 Cumartesi

Hayaller Samanyolu, gerçekler ortaçağ sefaleti?


Bugünlerde insanlık muhtemelen tarihin hiçbir döneminde yaşamadığı bir karmaşanın ortasında, neye inanacağını bilemez bir halde, oradan oraya savruluyor. Gerçek ile hayal öylesine iç içe geçmiş ki, psikiyatristlerin bu ortamda hastalarına hangi kriterlere göre şizofreni teşhisi koyduklarını hakikaten çok merak ediyorum.  

18 Şubat 2021 Perşembe

Hayatımızdan memnun muyuz?

 


Artık ülkemizde ve dünyanın geri kalanında hiçbir inanılırlığı kalmayan, hiç kimsenin güvenmediği ve eskiden tepkiyle karşılanan açıklamaları artık sadece alay konusu olan TÜİK, bu kez de "Yaşam Memnuniyeti Araştırması" sonuçlarını açıkladı. Buna göre Türkiye'de insanların yüzde 48,2’si mutlu olduğunu beyan ediyormuş. Duy da inanma!

12 Şubat 2021 Cuma

21. yüzyılda işçiler sosyalizme yönelir mi?

 


21. yüzyıla, 20. yüzyılda elde ettiği kazanımlarının çoğunu yitirmiş olarak giren işçilerin, yitirdiklerini yeniden kazanabilmek için mücadele edebileceklerini düşünmek ilk bakışta çok mantıksız görünmüyor. Ancak bugün ne eski sosyalist ülkelerin işçileri, ne de kapitalist ülkelerde yaşayan işçiler, sosyalizmin 20. yüzyılda sunduğu şeyler için harekete geçmiyor.   

 

Elbette işçilerin bugün sosyalizme sırt dönmesinin bu yazının sınırlarını aşacak birçok nedeni var, fakat artık parasız eğitim, parasız sağlık, sosyal konut, gıda güvencesi gibi vaatlerin 21. yüzyılın işçisini heyecanlandırmadığı da ortada.

 

Evet, işçilerin eğitim, sağlık, barınma ve beslenme sorunları var, fakat işçiler bunlar için 20. yüzyıldaki gibi sosyalizme yönelmiyor.

6 Şubat 2021 Cumartesi

Tıp bu değil!


 

2000’li yılların başlarında Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde sağlık camiası içinden, hekimlerden ve tıp fakültelerinden “tıp bu değil!” çığlıkları yükseliyordu. Bu çığlıklar muhtemelen son çırpınışlar olmalıydı ki, son yıllarda artık “tıp bu değil!” haykırışları duyamıyoruz.

1 Şubat 2021 Pazartesi

Eşitsizlikler pandeminin etkilerini katlıyor

 


Zenginler ile yoksullar arasındaki servet farkı, insanlık tarihinin hiçbir döneminde 21. yüzyılda eriştiği seviyeyi görmedi. Örneğin Fransız ihtilali sürecinde ekmek arayan yoksul köylüler ile onlara pasta yemelerini öğütleyen Marie Antoinette arasındaki servet farkı, bugünün zenginleri ile yoksulları arasındaki servet uçurumu yanında neredeyse devede kulak sayılır. 

27 Ocak 2021 Çarşamba

Cesur yeni dünya

 


Pandemi sonrasında bizi “nasıl” bir dünyanın beklediği sorusunun ilk yanıtları gelmeye başladı. Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu, 35 bin işçi için “kalıcı” olarak “uzaktan çalışmaya” geçileceği haberini vererek, “cesur yeni dünyanın” ilk eskizini verdi.

 

Çoğumuzun aşıyla birlikte sona ereceğini düşündüğümüz ve pandemi sürecine özgü sandığımız kısıtlamaların, artık gündelik yaşamın “yeni normali” haline geleceğini görmeye başlıyoruz. 

26 Ocak 2021 Salı

İlaca toplumcu yaklaşım

Kitap Bölümü: İlaca Toplumcu Yaklaşım

Eczacılık Bu Değil: İlaç Hastaya “İlaç” mı? İçinde.

Editör: Yakup Ercan

İthaki Yayınları, 2016

23 Ocak 2021 Cumartesi

Çalışma yaşamında 19. yüzyıla döndük

 

Geçen yılın ilk aylarında kaleme aldığımız yazılarda, pandeminin faturasının emekçilere çıkacağından endişe ettiğimizi belirtmiştik. Maalesef endişelerimizin gerçekleştiği Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (UÇÖ) pandeminin çalışma yaşamı üzerine etkilerini değerlendirdiği son raporunda açıkça ifade edildi.

 

Rapora göre dünyada emekçilerin yüzde 94’ü “kapanma” süreçlerinden etkilendi ve milyonlarca emekçi işlerini yitirdi. Emekçiler 2020 yılının ilk üç ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,7 gelir kaybı yaşadılar. Emekçiler arasında en çok kol gücüyle çalışan emekçiler ve kadın emekçiler etkilendi.

 

Pandeminin çalışma yaşamı üzerindeki en önemli etkilerinden biri de, işverenlerin fırsattan istifade ederek emekçiler için çalışma koşullarını ağırlaştırması oldu. Gerçi dünyanın hemen her yerinde emekçiler 1990’lardan beri büyük hak kayıpları yaşıyorlardı, fakat pandemi bunların üzerine sözcüğün tam anlamıyla “tüy dikti”.

20 Ocak 2021 Çarşamba

Metropollerde aydınlar şaşkınlık içinde


Pandemi süreci gelişmiş kapitalist ülkelerin aydınları için sözcüğün tam anlamıyla “ezber-bozucu” bir işlev gördü. İster düzen taraftarı, ister muhalif olsun, hiçbir “batılı” aydın gelişmiş kapitalist ülkelerin pandemi karşısında bu kadar çaresiz kalabileceğini öngörmüyordu.

 

Metropol aydınlarını en çok şaşırtan da, hiçbir ileri kapitalist ülkenin baş edemediği salgının, Çin, Yeni Zelanda, Güney Kore, Tayvan, Vietnam ve Küba gibi ülkelerde çoktan kontrol altına alınmış olmasıydı. Yılbaşı gecesi bütün “batı” başkentlerinin meydanlarında in – cin top oynarken, salgına beşiklik eden Wuhan’ın Times Meydanı’nda kutlamaların sabaha kadar sürmesi metropol aydınlarını çileden çıkarttı.

18 Ocak 2021 Pazartesi

Bilim kurulu


 
Geçtiğimiz hafta sonu Türkiye’de “akademinin” ne hale geldiğini bütün açıklığıyla sergileyen utanç verici bir olay yaşandı.

 

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Saltık, Türkiye’nin en çok izlenen TV kanallarından birinde, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu’nda yer alan 38 tıp profesörünü topa tuttu.

16 Ocak 2021 Cumartesi

Türkiye işçi cinayetlerini durdurabilir mi?


Türkiye’de işçi cinayetleri kayıtlarını tutan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2020 yılında “en az” 2.427 işçinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

 

Ülkemizde sadece “iş kazaları” nedeniyle gerçekleşen ölümler tespit edilebiliyor. “Meslek hastalıkları” nedeniyle her yıl kaç işçimizi yitirdiğimizi bilmiyoruz. Fakat Uluslararası Çalışma Örgütü, “kural olarak” iş kazasına bağlı her ölüm için, meslek hastalığı nedeniyle 5 – 6 ölüm meydana geldiğini bildiriyor.

 

O halde 2020 yılında kabaca en az 12.135 – 14.562 işçimizi de meslek hastalıkları nedeniyle yitirdiğimizi söyleyebiliriz.

13 Ocak 2021 Çarşamba

Keşke Sağlık Ocaklarını özelleştirmeseydiniz


Bugünlerde Sağlık Bakanlığı’nda bir telaş var. CB aşılamanın Perşembe veya Cuma başlayacağını söyledi. Gerçi henüz Türkiye’nin ihtiyacı olan en az 120 milyon doz aşının sadece üç milyonu, diğer bir deyişle yüzde 2,5'i geldi ve bu miktar sağlık emekçilerine dahi zor yetecek. Bakanlık aşılamanın “nasıl yapılacağının” telaşına düştü. Açıkçası haksız da sayılmaz. Telaşlanmalı...

8 Ocak 2021 Cuma

Dünya dönüyor

 


Bugün 379 yıl önce yitirdiğimiz İtalyan bilgin Galileo Galilei’nin ölüm yıldönümü. Galileo’yi Katolik Kilisesi’ne karşı sürdürdüğü “bilim mücadelesi” ile tanıyoruz. Engizisyon mahkemesinde Kilise doğmalarına kafa tutarak, “dünya dönüyor” diyen Galileo, bu davranışıyla otoriteler karşısında yaşamı pahasına “bilimi savunan” bilim insanlarının sembolü oldu.

 

Bugün Kilise (din kurumu) ortaçağdaki etkinliğini yitirdi, artık engizisyon mahkemeleri kalmadı. Ancak bilim insanlarının bilimi kendi hizmetlerine koşmaya çalışan sermayeye ve siyasi iktidarlara karşı mücadelesi sürüyor. Pandemi sürecinde Türkiye’de ve dünyanın birçok coğrafyasında yeni Galeileo’ler çıktığına ve bilim için mücadele ettiklerine tanık olduk.

6 Ocak 2021 Çarşamba

İsrail tıbbi ayrımcılık yapıyor

 


İsrail bugünlerde nüfusunun yüzde 14’ünü aşılayarak (Pazartesi itibariyle), “halkını” COVID 19 illetinden kurtarma çabasında diğer ülkelerin çok önüne geçmesiyle duyuldu. Birçok AB ülkesinde, hatta aşı üretilebilen ülkelerde henüz nüfusun yüzde birinin dahi aşılanamadığı düşünülürse, İsrail’in başarısı gerçekten çok büyük bir başarı gibi duruyor.

Türkiye’de hekimler nasıl yoldan çıkartıldı


İktidarın Emrindeki Tıp Felaket Getirir başlıklı son yazımızı Sherlock Holmes’un “Hekim yanlış yola saparsa, canilerin en kötüsü olur, çünkü cesareti ve bilgisi vardır” cümlesiyle bitirmiştik. Bu yazımızda Türkiye’de hekimlerin sağcı siyasi iktidarlar tarafından yoldan çıkartılmasının tarihini ortaya koymaya çalışacağız.